sen olmayan cocuk benim
daha önce hiç bluetooth a işim düşmediği için bulamadım. teşekkürler.
daha önce hiç bluetooth a işim düşmediği için bulamadım. teşekkürler.
0
patronun yegeni
kış aylarında kendini gösteren halsizlik, bitkinlik, yataktan çıkamamak gibi sorunları aşmak için pharmaton, supradyn türevi şeyler yararlı olur mu?
kış aylarında kendini gösteren halsizlik, bitkinlik, yataktan çıkamamak gibi sorunları aşmak için pharmaton, supradyn türevi şeyler yararlı olur mu?
0
tirt star
sb
sb
0
elbette, cinselliğin tabu olduğu yerde bu tabu durumu cinsiyet farkı gözetmez
0
Madem sosyolojik girildi, söyleyeyim, kadinimiz frijit. Cinselliğin tabu olması, muhafazakar cinsiyetcilikle birlesince kadinimizi frijitlige itiyor (kadin, bu kodlar içinde ancak frijit olarak hayatta kalabiliyor zira). Kadin frijit oldugu için erkek bu durumun fiziksel bir sonucu olarak (yani partner bulamadığı için) abazan oluyor. En başa dönersek, muhafazakar cinsiyetci sistemi besleyen erkek aslında bindiği dalı kesmiş oluyor. (Bindiği derken; binme potansiyeli olup binemedigi aslında...)
0
bence abazanlıkla cinsel açlık farklı şeyler.
cinsel açlıkları en az erkekler kadar mı sorusuna evet diyorum,
cinsel açlıklarını belli etme konusunda erkekler kadar kaba ve saldırganlar (abazan olma) mı? hayır diyorum
cinsel açlıkları en az erkekler kadar mı sorusuna evet diyorum,
cinsel açlıklarını belli etme konusunda erkekler kadar kaba ve saldırganlar (abazan olma) mı? hayır diyorum
0
@turkuaz inanman biraz naiflik.
Kadın dediğin utangaç, çekingen olucak diye düşünüldüğünden hep böyle.
Türk kızı abazan değildir, yani abazanlık tam olarak ne bilmiyorum ama türk erkeği kadar abazan olsaydı tüm bu mahalle baskıları zamanlar yokolmuş olurdu.
Türk kadını normal dünya kadını gibi, seks düşünüyor ama seks ulaşılmaz bir şey değil, istesem dakkasına olur diye düşündüğü için böyle deli bir potansiyel, yüreğinde kopan fırtılanar falan yok.
Bir de türk erkeğinden farkı, türk erkeği sürekli seks düşünmeli, onların mahalle baskısı da bu, ılık mısın? oluyor tepkiler, türk kızı da düşünmemeli, ayol o da nesi, ay ben utanırım. hiç bir sağlıklı kadın düşündüğünüz ya da size yansıttıkları kadar aseksüel değil.
Kadın dediğin utangaç, çekingen olucak diye düşünüldüğünden hep böyle.
Türk kızı abazan değildir, yani abazanlık tam olarak ne bilmiyorum ama türk erkeği kadar abazan olsaydı tüm bu mahalle baskıları zamanlar yokolmuş olurdu.
Türk kadını normal dünya kadını gibi, seks düşünüyor ama seks ulaşılmaz bir şey değil, istesem dakkasına olur diye düşündüğü için böyle deli bir potansiyel, yüreğinde kopan fırtılanar falan yok.
Bir de türk erkeğinden farkı, türk erkeği sürekli seks düşünmeli, onların mahalle baskısı da bu, ılık mısın? oluyor tepkiler, türk kızı da düşünmemeli, ayol o da nesi, ay ben utanırım. hiç bir sağlıklı kadın düşündüğünüz ya da size yansıttıkları kadar aseksüel değil.
0
türk kızları abazan ise bunun nedeni erkeklerdeki bekaret tabusudur, başka bir şey de değil. kezbanlık filan hep bu yüzden.
türk erkekleri kadar abazan değil türk kızları, bu da kesin.
türk erkekleri kadar abazan değil türk kızları, bu da kesin.
0
hela gozlum
Selamlar sayın insanlar. bir reklam ajansına başvuruda bulundum fakat bana dediler ki;bizim firmalarımızdan birini seçip size göndereceğiz, bunun için bize bir faaliyet raporu çıkaracaksınız. Eğer beğenirsek görüşmeye çağıracağız. Ben bunu ne yapayım şimdi. Böyle böyle iş yaptırıyor olma ihtimalleri
Selamlar sayın insanlar.
bir reklam ajansına başvuruda bulundum fakat bana dediler ki;
bizim firmalarımızdan birini seçip size göndereceğiz, bunun için bize bir faaliyet raporu çıkaracaksınız. Eğer beğenirsek görüşmeye çağıracağız.
Ben bunu ne yapayım şimdi. Böyle böyle iş yaptırıyor olma ihtimalleri var mı bu adamların?
bir reklam ajansına başvuruda bulundum fakat bana dediler ki;
bizim firmalarımızdan birini seçip size göndereceğiz, bunun için bize bir faaliyet raporu çıkaracaksınız. Eğer beğenirsek görüşmeye çağıracağız.
Ben bunu ne yapayım şimdi. Böyle böyle iş yaptırıyor olma ihtimalleri var mı bu adamların?
0
Evet, öyle iş yaptırıyor ve fikir topluyorlar. Eşek gibi beyin teri dökerek bir şeyler ortaya koymaya kasacağınızı biliyorlar.
0
ihtimal var fakat, ben de isveren olsam sececegim adami yapacagi ise göre secerdim.
sonucta ise girmek icin kasip yapicaksin, sonucta bir cok ise alim sürecinden daha efektif ve daha iyi.
kötüye kullanabilirler elbette, büyük firma ise yapmaz ama.
sonucta ise girmek icin kasip yapicaksin, sonucta bir cok ise alim sürecinden daha efektif ve daha iyi.
kötüye kullanabilirler elbette, büyük firma ise yapmaz ama.
0
bende daha boyle bi işe girdim. tema verdiler yaptım bikaç kisi begendi öyle firmaya girebildim.
0
çok kafanı takma, rahat olmak lazım. kötü yaparsan zaten işlerine yaramayacak, emeğini çalamamış olacaklar. ama iyi yapıyorsan senin gibi elemanı işe almak isteyeceklerdir. sürekli işlerini böyle iş görüşmesine gelen adamlara yaptırma olasılıkları düşük, işlerin çoğu çöp çıkar, sana denk gelirse de böyle bir şey şansına, böyle bir şeyi hiç bir zaman bilemezsin:) sen iş olasılığı varsa yap gitsin, iş fırsatını tepme diğer şartlar tamamsa.
0
antikadimag
örneğin;yüzbaşı 25-30albay 55-60 gibi
örneğin;
yüzbaşı 25-30
albay 55-60 gibi
yüzbaşı 25-30
albay 55-60 gibi
0
22 yaşında Kara Harp Okulu'ndan mezun olsa.
Üsteğmen olmak için 3 sene bekleniyor: 25
Yüzbaşı olmak için 6 sene bekleniyor: 31
Binbaşı olmak için de 6 yıl: 37
Yarbaylık için 5 yıl: 42
Albaylık için de aynı şekilde 5 sene: 47
Tabii bunlar her şey yolunda giderse ve terfileri zamanında alırlarsa ideal olan.
Üsteğmen olmak için 3 sene bekleniyor: 25
Yüzbaşı olmak için 6 sene bekleniyor: 31
Binbaşı olmak için de 6 yıl: 37
Yarbaylık için 5 yıl: 42
Albaylık için de aynı şekilde 5 sene: 47
Tabii bunlar her şey yolunda giderse ve terfileri zamanında alırlarsa ideal olan.
0
detaylandıralım.
üsteğmen - 6 yıl. son 3 yılı kıdemli üsteğmen olur ve akademi sınavlarına girebilir
yüzbaşı - 6 yıl. ilk 3 yılı akademi sınavlarına girebilir. son 3 yılı kıdemli yzb.
subay kişi akademi sınavlarını kazanır ve mezun olursa 1 yıl rütbe ilerlemesi alır.
kurmay olsun olmasın 6 yıl boyunca 90 üzeri sicil notu alırsa 1 yıl rütbe ilerlemesi alır.
yüksek lisans, doktora gibi akademik ünvanlara da (her durumda değil) 1 yıl rütbe ilerlemesi alabilir.
üsteğmen - 6 yıl. son 3 yılı kıdemli üsteğmen olur ve akademi sınavlarına girebilir
yüzbaşı - 6 yıl. ilk 3 yılı akademi sınavlarına girebilir. son 3 yılı kıdemli yzb.
subay kişi akademi sınavlarını kazanır ve mezun olursa 1 yıl rütbe ilerlemesi alır.
kurmay olsun olmasın 6 yıl boyunca 90 üzeri sicil notu alırsa 1 yıl rütbe ilerlemesi alır.
yüksek lisans, doktora gibi akademik ünvanlara da (her durumda değil) 1 yıl rütbe ilerlemesi alabilir.
0
ermoo
merhabaNod 32 kullanıyorum kendisi de bir adet exe dosyasını truva atı olarak algılıyor. nod32yi geçici devre dışı bırakıp çalıştırıyorum. iyi mi ediyorum yoksa cidden sıkıntı yaşar mıyım?
merhaba
Nod 32 kullanıyorum kendisi de bir adet exe dosyasını truva atı olarak algılıyor. nod32yi geçici devre dışı bırakıp çalıştırıyorum. iyi mi ediyorum yoksa cidden sıkıntı yaşar mıyım?
Nod 32 kullanıyorum kendisi de bir adet exe dosyasını truva atı olarak algılıyor. nod32yi geçici devre dışı bırakıp çalıştırıyorum. iyi mi ediyorum yoksa cidden sıkıntı yaşar mıyım?
0
Nod32'nin false positive bir uyarı verip vermediğini anlamak için dosyayı şurada taratın: www.virustotal.com
Edit: Mesela crack'lerin geneli için false positive uyarı verirler. Ancak zararlı da olan (yani antivirüsün haklı olduğu) birçok crack vardır. Emin olmak için bu web sayfasını kullanabilirsiniz.
Edit: Mesela crack'lerin geneli için false positive uyarı verirler. Ancak zararlı da olan (yani antivirüsün haklı olduğu) birçok crack vardır. Emin olmak için bu web sayfasını kullanabilirsiniz.
0
pet sise
Merhaba,"How well pneumatic systems perform in ready-built areas is, ..."Bu cümledeki "ready-built area" acaba "hazır inşa edilmiş alan" gibi saçma bir şekilde çevrilebilir mi?İyi akşamlar
Merhaba,
"How well pneumatic systems perform in ready-built areas is, ..."
Bu cümledeki "ready-built area" acaba "hazır inşa edilmiş alan" gibi saçma bir şekilde çevrilebilir mi?
İyi akşamlar
"How well pneumatic systems perform in ready-built areas is, ..."
Bu cümledeki "ready-built area" acaba "hazır inşa edilmiş alan" gibi saçma bir şekilde çevrilebilir mi?
İyi akşamlar
0
kahin ahtapot paul
Evin içinde eldivenle yazıyorum bunları. Yarım saat radyatörü tutup bekledim bana mısın demedi. Elimi yakmaya kalksam yine ısınmayacak gibi geliyor. Parmaklarım en sonunda işlevlerini kaybedecekler diye korkuyorum.Hipotiroidi, demir b d vitamini eksikliği, kansızlık vs ne ararsanız var. Bunlar için
Evin içinde eldivenle yazıyorum bunları. Yarım saat radyatörü tutup bekledim bana mısın demedi. Elimi yakmaya kalksam yine ısınmayacak gibi geliyor. Parmaklarım en sonunda işlevlerini kaybedecekler diye korkuyorum.
Hipotiroidi, demir b d vitamini eksikliği, kansızlık vs ne ararsanız var. Bunlar için düzenli ilaç kullanıyorum ama ellerime etkisi olmadı.
Annem kuru üzüm ve pekmezi zorla da olsa yediriyor arada. Bu lanet olası durumu yaşayıp çözüm bulan var mıdır?
Hipotiroidi, demir b d vitamini eksikliği, kansızlık vs ne ararsanız var. Bunlar için düzenli ilaç kullanıyorum ama ellerime etkisi olmadı.
Annem kuru üzüm ve pekmezi zorla da olsa yediriyor arada. Bu lanet olası durumu yaşayıp çözüm bulan var mıdır?
0
Geçende bir sözlük yazarı burada benzeri bir demir eksikliği sorusuna cevap vermişti. Demir eksikliği ilaç tedavisi ile geçmeyen insanların ısrarla işe yaramayan ilaçlara devam ettirildiğini söylüyordu ve ilaçlar ile alınan demirin vücut tarafından ne ölçüde kullanılabilir olduğunun incelenmesi gerektiğinden bahsediyordu. Galiba cevabı veren kişi bu demir belasından ve buna bağlı üşüme probleminden, belirli bir süre boyunca her gün hastaneye gidip serum ile demir yiyerek kurtulmuş. Belirli bir süre boyunca her gün damar yolundan serum ile demir vermişler.
Yani konu incelikli tedaviden geçiyor dostum.
Yani konu incelikli tedaviden geçiyor dostum.
0
www.hepsiburada.com
sen sağlığını düzeltmeye çalış ama evden dışarı çıktığında şunuda cebine at.
not:yurtdışından çok daha ucuza temin edebilirsin.
sen sağlığını düzeltmeye çalış ama evden dışarı çıktığında şunuda cebine at.
not:yurtdışından çok daha ucuza temin edebilirsin.
0
yeniden bir endokrin uzmanina gorunun ve once tiroid ilacinizin dozunu ayarlatin. o hormon duzelmeden kaniniz normal de olsa usumeye devam edebilirsiniz.
sonra da kan dusukligunuzun nedenini arastirin. midenizde bagirsaklarinizda emilim probleminiz mi var? kadinsaniz ureme organlarinizda mi sorun var? kan kaybi varsa nereden kaynaklaniyor hep bunlara bakilmasi gerek. mesela benim 12cm myomum varmis. o gittiginden beri hizla tepki verdim ilac tedavisine, sekiz ay ugrastigim seyi iki ayda sagladim. mesela eger emilim probleminiz varsa damar ici tedaviler uygulaniyor. direkt demiri kana karistiriyorlar, cok etkili bir tedavi yontemi.
bunun yaninda beslenme cok onemli. pekmezi arada sirada degil her gun bir kasik, icine bir iki damla limon sikarak icin mesela. c vitamini alin bolca, ozellikle demir acisindan yuksek yiyecekler tuketirken: yumurta, kirmizi et, koyu yesil yaprakli sebzeler, mercimek. ama bunlari alirken kafein ve kalsiyumdan uzak tutun. yani atiyorum yemegin yaninda yogurt sut icmeyin, cay kahve ile yemeklerinizin arasinda iki saat sure olsun.
ama dedigim gibi, once o tiroid hormonunuza baktirin, vucudun sicaklik ayari oradan yapliyor cunku. ondan sonra kan degerleriniz icin bi arastirma yaptirin.
gecmis olsun.
sonra da kan dusukligunuzun nedenini arastirin. midenizde bagirsaklarinizda emilim probleminiz mi var? kadinsaniz ureme organlarinizda mi sorun var? kan kaybi varsa nereden kaynaklaniyor hep bunlara bakilmasi gerek. mesela benim 12cm myomum varmis. o gittiginden beri hizla tepki verdim ilac tedavisine, sekiz ay ugrastigim seyi iki ayda sagladim. mesela eger emilim probleminiz varsa damar ici tedaviler uygulaniyor. direkt demiri kana karistiriyorlar, cok etkili bir tedavi yontemi.
bunun yaninda beslenme cok onemli. pekmezi arada sirada degil her gun bir kasik, icine bir iki damla limon sikarak icin mesela. c vitamini alin bolca, ozellikle demir acisindan yuksek yiyecekler tuketirken: yumurta, kirmizi et, koyu yesil yaprakli sebzeler, mercimek. ama bunlari alirken kafein ve kalsiyumdan uzak tutun. yani atiyorum yemegin yaninda yogurt sut icmeyin, cay kahve ile yemeklerinizin arasinda iki saat sure olsun.
ama dedigim gibi, once o tiroid hormonunuza baktirin, vucudun sicaklik ayari oradan yapliyor cunku. ondan sonra kan degerleriniz icin bi arastirma yaptirin.
gecmis olsun.
0
simbolmina
Sahne şu:sağır adam ablasıyla beraber yaşıyor. ablası -muhtemel böbrek hastası- acı içinde yerde kıvranıp çığlık atarken, sağır eleman bilgisayar başında takılıyor ve yan evdeki üç bekar öğrenci de seslerden tahrik olup mastürbasyon yapıyorlar.eleman yeşil saçlıydı. chan (wo?) park'ın intikam üçleme
Sahne şu:
sağır adam ablasıyla beraber yaşıyor. ablası -muhtemel böbrek hastası- acı içinde yerde kıvranıp çığlık atarken, sağır eleman bilgisayar başında takılıyor ve yan evdeki üç bekar öğrenci de seslerden tahrik olup mastürbasyon yapıyorlar.
eleman yeşil saçlıydı. chan (wo?) park'ın intikam üçlemesindendi diye hatırlıyorum ama bilemedim. hangi filmidi bu?
sağır adam ablasıyla beraber yaşıyor. ablası -muhtemel böbrek hastası- acı içinde yerde kıvranıp çığlık atarken, sağır eleman bilgisayar başında takılıyor ve yan evdeki üç bekar öğrenci de seslerden tahrik olup mastürbasyon yapıyorlar.
eleman yeşil saçlıydı. chan (wo?) park'ın intikam üçlemesindendi diye hatırlıyorum ama bilemedim. hangi filmidi bu?
0
member of illuminati
Ankara soğunu unutmuşum takım elbise üzerine giyilebilecek bir palto alacağım. Altınyıldızın bir kaç ürününş buldum ama emin olamadım.Sizin önerileriniz var mıdır? Amaç hem şık durması hem sıcak tutması.Teşekkürler.
Ankara soğunu unutmuşum takım elbise üzerine giyilebilecek bir palto alacağım. Altınyıldızın bir kaç ürününş buldum ama emin olamadım.
Sizin önerileriniz var mıdır? Amaç hem şık durması hem sıcak tutması.
Teşekkürler.
Sizin önerileriniz var mıdır? Amaç hem şık durması hem sıcak tutması.
Teşekkürler.
0
Zara'da indirim var şimdi. Ben oradan şu sorumdaki paltoyu almıştım: www.eksiduyuru.com
Stoklarda bulursan kaçırma.
Stoklarda bulursan kaçırma.
0
ya ben lan neyse
selam herifler,erkek olarak merak ediyorum:böyle aleni olarak hiç karşı cinsin kompliman mı desem, asılma mı desem, yavşama mı desem, işte ona uğradınız mı? ciddi ciddi ama şakasına falan değil.tepkiniz ne oldu?uğrayanlara bonus: çok mu yakışıklısınız lan?edit: sadece türkiye'de olan vakalar.
selam herifler,
erkek olarak merak ediyorum:
böyle aleni olarak hiç karşı cinsin kompliman mı desem, asılma mı desem, yavşama mı desem, işte ona uğradınız mı? ciddi ciddi ama şakasına falan değil.
tepkiniz ne oldu?
uğrayanlara bonus: çok mu yakışıklısınız lan?
edit: sadece türkiye'de olan vakalar.
erkek olarak merak ediyorum:
böyle aleni olarak hiç karşı cinsin kompliman mı desem, asılma mı desem, yavşama mı desem, işte ona uğradınız mı? ciddi ciddi ama şakasına falan değil.
tepkiniz ne oldu?
uğrayanlara bonus: çok mu yakışıklısınız lan?
edit: sadece türkiye'de olan vakalar.
0
çok yakışıklı değilim, ama böyle seyler oluyor. eğer istemedigim ve cekici bulmadigim bir kadinsa rahatsiz oluyorum, arayi sogutuyorum.
0
bir kaç kere uğradım. kendimi çok yakışıklı bulmuyorum. bahsettiğim kızlardan biri güzeldi ve çok sarhoştu, kalanı orta - çirkin kızlardı. aklımda tüm ayrıntısı ile olanların birinde ben de karşılık verdim gol oldu, diğerinde fark etmemiş gibi yaptım.
biri hariç hepsi alkollü ortamlarda gerçekleşti.
biri hariç hepsi alkollü ortamlarda gerçekleşti.
0
Cok oldu ama en tuhafi telefonla konusmak icin mekandan disari ciktigimda sokaktan gecen bir kizin gelip dudaklarima yapismasiydi. Tepkim tepkisizlik olmustu (debgi veremedi), ama sanirim telefondaki arkadasa "bir dakika..." demistim.
Bonus: Cok yakisikli degilim, senin benim gibi biriyim.
edit: Turkiye'de oldu
Bonus: Cok yakisikli degilim, senin benim gibi biriyim.
edit: Turkiye'de oldu
0
ben oldum. arkadaşlarımdan numaramı almıştı ve gece gündüz demeden mesaj atıyordu. sabah 5'te falan "neden bana kötü davranıyorsun" falan yazıyordu çok sinir bozucu bir durum.
kalbini kırmadan benim için herhangi bir kişiden farksız olduğunu, ama istemeden de olsa onu kırdıysam özür dilediğimi yazdım. sonra daha beter oldu daha çok taciz etmeye başladı kibar davranınca. sonra bende hiçbir mesajına cevap vermedim. okulda görünce yolumu değiştirdim. olmayacağını anladı.
not: çok yakışıklı değilim ama çirkin de sayılmam hehe ;)
kalbini kırmadan benim için herhangi bir kişiden farksız olduğunu, ama istemeden de olsa onu kırdıysam özür dilediğimi yazdım. sonra daha beter oldu daha çok taciz etmeye başladı kibar davranınca. sonra bende hiçbir mesajına cevap vermedim. okulda görünce yolumu değiştirdim. olmayacağını anladı.
not: çok yakışıklı değilim ama çirkin de sayılmam hehe ;)
0
CLub tuvaleti ortaktı. Orda 2 kız sarhoş saç baş filan yapıyorlardı. GBiri tokasını düşürdü, yıkamadansaçına takacaktı. Napıyorsun, önce yıka filan dedim. Al sen yap dedi. bayağı sarhoştu. O arada diğeri çıktı tuvaletten. Tuvalet dediğim 4 kabin var,iki de lavabo , biz ordayız. Yıkadım. Tak dedi bir de. Takmaya çalışırken benim de çok tuvaletim var, arkasını dönüp dudaklarıma yapıştı. Bu arada ben tam kabine girecekken yıka o zaman dedi, şimdi hatırladım. Sonra kabine girecek gibi oldu ben çıktım oraya. SOnra tuvalete girmem lazım dedim, uzun süre kaldım gitsin diye. Çıktığımda yktu. Başkasıyla gelmiştim ve çok yeniydik, öyle bir şey denemedim, istemedim de.
GEce hayatında çok oluyor alkolun de etkisiyle de gündüz yaşamında pek olmamış sanırım bana biraz düşününce.
GEce hayatında çok oluyor alkolun de etkisiyle de gündüz yaşamında pek olmamış sanırım bana biraz düşününce.
0
çok yakışıklı değilim,
eğer bir şeylerden hoşlandıysam ben de sonu genelde sevişmeye, tek gecelik takılmaya varıyor bu tip şeylerde... nasıl yaklaştığın ilişkiyi belirliyor.
gece hayatında olması çok da zor olmayan bir şey...
eğer bir şeylerden hoşlandıysam ben de sonu genelde sevişmeye, tek gecelik takılmaya varıyor bu tip şeylerde... nasıl yaklaştığın ilişkiyi belirliyor.
gece hayatında olması çok da zor olmayan bir şey...
0
çok oldu, bazıları hoş oldu ama çoğu iğrençlik derecesindeydi. yani kendilerini küçük düşürecek şekilde davrananlar oldu. kibarca reddettiğim ama yine de rahat bırakmayanlar... türkiye demişsin de şöyle bi durum oldu mesela 2 ay önce falan, yurtdışında bi türk tarafından efsane taciz edilmiştim ama öyle böyle değil, dediklerimin hiçbi önemi yoktu yani kendi kurup yaşıyordu falan. öyle işte..
0
bi tanesi telefon işareti yapmıştı (bi yerde oturuyoruz). sonra kafasıyla wc'yi işaret etti sanırım.
ben "amk bu kızın benle ne işi olur lan" teşkilatlar mı ne bunlar deyip wc'ye gitmemişliğim var. tip durumunu bu hareketimden çıkartabilirsin. :).
ben "amk bu kızın benle ne işi olur lan" teşkilatlar mı ne bunlar deyip wc'ye gitmemişliğim var. tip durumunu bu hareketimden çıkartabilirsin. :).
0
valla pek yakışıklı sayılmam ama bir gün fakültenin kafesinde yazı medeniyet ilişkisini tartışırken tek karşıt görüşü ben verip iyide savununca bir iki kız arkadaş sonraki günlerde baya baya asılır olmuştu .
tepkim ise; böyle şeyleri biraz özenti görüp pek hazetmediğimden ve kız arkadaşımı çok çok seviyor olmamdan pek siklemedim ne yalan söyleyeyim.
tepkim ise; böyle şeyleri biraz özenti görüp pek hazetmediğimden ve kız arkadaşımı çok çok seviyor olmamdan pek siklemedim ne yalan söyleyeyim.
0
Barda bir kız ben tuvalete giderken arkadan popomu sıkmıştı (poponun arka bacak ile birleştiği yerden kavrayarak). Dönüp baktığımda kız "canım çekti" dedi. Ben de afiyet olsun dedim ve işemeye gittim. Kızın kafası güzeldi elbette. Bir de arkadaşın sevgilisinin sınıf arkadaşı olan bir kızı evine bırakıyordum; kız kapının önünde beni öptükten sonra içeri gelmeyecek misin demişti. Onun da kafası güzeldi, zaten kafası güzel olduğu için evine kadar eşlik etmiştim.
Yakışıklı olmadığım kesin. En fazla eli yüzü düzgün olarak nitelendirilebilirim.
Yakışıklı olmadığım kesin. En fazla eli yüzü düzgün olarak nitelendirilebilirim.
0
ortamına bağlı. bar pavyon gibi yerlerde, diskolarda falan çok oluyor. (ben böyle ortamlarda çok çok az bulundum ama oldu, kesin konuşmamın sebebi samimi arkadaşlarımdan duyduklarım) bunun dışında da nadiren oluyor tabi. karşıdaki insanın gevşekliğine bağlı olarak.
utanıyorum ben valla. asansörde olmuştu mesela. bi kız bi ben varız. utandım yani. ne biliyim. bana olmasa daha iyi.
utanıyorum ben valla. asansörde olmuştu mesela. bi kız bi ben varız. utandım yani. ne biliyim. bana olmasa daha iyi.
0
Oluyor da narsistim galiba golü atmak yerine rakip oyuncu arayışına devam ediyorum niyeyse aQ
0
iş hayatında oluyor bazen, kurumsallıkla özel hayat arasındaki gergin ipten sekip duruyorum.
0
karşı cinsten oldu.
sanırım bir iki kere hemcinslerimden de oldu.
yakışıklı değilim.
sanırım bir iki kere hemcinslerimden de oldu.
yakışıklı değilim.
0
Nette çok oluyor zira risksiz. Dışarıda "iş gereği" spor salonlarında çalışan hatunlardan çok ağır flörtöz tavırlar gelebiliyor ama bunları da ciddiye almamak lazım.
0
seindfeld
Öncelikle şu model botlara para bayılmayın arkadaşlar aldım pişman oldum ayaklar sürekli soğuk. http://www.ayakkabidunyasi.com.tr/bot/hammer_jack/m_ter_bot_102_5850_mk_taba_knidos/5214585030270#.VLI4pdWsXIUSu geçirmeyen, bu botlar gibi ayakları sıkmayan, spor görünümü olabilen bir bot-ayakkabı alma
Öncelikle şu model botlara para bayılmayın arkadaşlar aldım pişman oldum ayaklar sürekli soğuk.
www.ayakkabidunyasi.com.tr
Su geçirmeyen, bu botlar gibi ayakları sıkmayan, spor görünümü olabilen bir bot-ayakkabı alma zamanı geldi. Kullananlardan ve memnun olanlardan önerileri bekliyorum.
Bütçe olarak 500TL ye kadar yolu var.
www.ayakkabidunyasi.com.tr
Su geçirmeyen, bu botlar gibi ayakları sıkmayan, spor görünümü olabilen bir bot-ayakkabı alma zamanı geldi. Kullananlardan ve memnun olanlardan önerileri bekliyorum.
Bütçe olarak 500TL ye kadar yolu var.
0
200 gram izolasyon malzemesi dolgulu olan Merrell marka bot kullanıyorum ve karın içinde o kadar yürümeme rağmen ayaklarımı çok sıcak tuttuğunu söyleyebilirim.
"Çok" sıcak tuttu derken, ayaklarımın gerçekten de karın için de yürürken çok sıcak olduğunu hissediyorum. Hatta gereksiz çok sıcak tuttuğu için böyle bir bot almakta abarttığımı da düşündüm ama vibram tabanın kaymaya karşı gösterdiği direnç nedeniyle memnunum.
Ben Ağustos ayında indirimden 180 TL gibi bir paraya almıştım. Sezon fiyatı galiba bunun iki katı.
"Çok" sıcak tuttu derken, ayaklarımın gerçekten de karın için de yürürken çok sıcak olduğunu hissediyorum. Hatta gereksiz çok sıcak tuttuğu için böyle bir bot almakta abarttığımı da düşündüm ama vibram tabanın kaymaya karşı gösterdiği direnç nedeniyle memnunum.
Ben Ağustos ayında indirimden 180 TL gibi bir paraya almıştım. Sezon fiyatı galiba bunun iki katı.
0
www.columbia.com.tr|Product:Technology
www.columbia.com.tr|Product:Info
www.columbia.com.tr|Product:Info
www.columbia.com.tr|Product:Info
www.columbia.com.tr|Product:Info
0
urasil
Toplaşın bir sorum var.Hiç kardeş özlemi çektiniz mi, çektiyseniz bu zamanla geçti mi?Bu durum için anneyi babayı hiç suçladığınız oldu mu?3 çocuklu bir ailede büyüdüm, kardeşlerimi çok sevmeme rağmen neden 3 ki?ben neden yetmemişim ki diye düşündüğüm zamanlar oldu. yine de hemcins kardeşe sahip olm
Toplaşın bir sorum var.
Hiç kardeş özlemi çektiniz mi, çektiyseniz bu zamanla geçti mi?
Bu durum için anneyi babayı hiç suçladığınız oldu mu?
3 çocuklu bir ailede büyüdüm, kardeşlerimi çok sevmeme rağmen neden 3 ki?ben neden yetmemişim ki diye düşündüğüm zamanlar oldu. yine de hemcins kardeşe sahip olmak dünyanın en güzel şeyi olduğunu düşünmüşümdür. siz tek çocuklar bunun eksikliğini hissediyor musunuz?
Anne babanızla ilişkiniz nasıl? Bizde bir kaos ortamı, anne baba hakem gibi bir şeydi, tek çocukta nasıl oluyor? Mesela bir kız çocuğu annesiyle arkadaş gibi mi oluyor yoksa yine o hakem-oyuncu tadında mı ilişki.
.
Hiç kardeş özlemi çektiniz mi, çektiyseniz bu zamanla geçti mi?
Bu durum için anneyi babayı hiç suçladığınız oldu mu?
3 çocuklu bir ailede büyüdüm, kardeşlerimi çok sevmeme rağmen neden 3 ki?ben neden yetmemişim ki diye düşündüğüm zamanlar oldu. yine de hemcins kardeşe sahip olmak dünyanın en güzel şeyi olduğunu düşünmüşümdür. siz tek çocuklar bunun eksikliğini hissediyor musunuz?
Anne babanızla ilişkiniz nasıl? Bizde bir kaos ortamı, anne baba hakem gibi bir şeydi, tek çocukta nasıl oluyor? Mesela bir kız çocuğu annesiyle arkadaş gibi mi oluyor yoksa yine o hakem-oyuncu tadında mı ilişki.
.
0
Kardeş özlemi çekmedim. Ama dönem dönem, kişisel gelişimine katkı yapacağım bir kardeşim olmasını istedim. Ona bildiğim şeyleri öğreteyim istedim. Böyle bir akıl hocalığı yapıp sahip çıkma ve yetiştirme dürtüsü hissettim.
Anne babamı hiç suçlamadım. Çünkü maddi olarak ikinci bir çocuğun bütün ihtiyaçlarına cevap verermeyeceklerini düşündükleri için yapmamışlar. Onun yerine tek çocuğumuz olsun ve daha iyi yetiştirelim demişler, motivasyonları buymuş. Bunu duyunca da insan kızamıyor.
Eksikliğini hissetmiyorum dediğim gibi, çünkü kardeş sahibi olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. Kardeşim olsaydı ve Allah korusun onu kaybetmiş olsaydım işte o zaman eksikliğini çok duyardım ama hiç sahip olmadığın bir şeyi kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu da bilmiyorsun.
Babam ile de, annem ile de arkadaş gibiyim. İkisi de kafa dengi, eğlenceli, şakacı insanlar.
Anne babamı hiç suçlamadım. Çünkü maddi olarak ikinci bir çocuğun bütün ihtiyaçlarına cevap verermeyeceklerini düşündükleri için yapmamışlar. Onun yerine tek çocuğumuz olsun ve daha iyi yetiştirelim demişler, motivasyonları buymuş. Bunu duyunca da insan kızamıyor.
Eksikliğini hissetmiyorum dediğim gibi, çünkü kardeş sahibi olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. Kardeşim olsaydı ve Allah korusun onu kaybetmiş olsaydım işte o zaman eksikliğini çok duyardım ama hiç sahip olmadığın bir şeyi kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu da bilmiyorsun.
Babam ile de, annem ile de arkadaş gibiyim. İkisi de kafa dengi, eğlenceli, şakacı insanlar.
0
tek çocuk değilim 3 kardeşiz. hiç bir zaman neden 3 ben neden yetmemişim gibi bir düşünceye sahip olmadım.
0
çektim. geçmedi. anne babam bütün ilgilerini yığdı üzerime iyi de olmadı. kardeşlerinin değerini bil. ne yaparsan yap arkadaş filan olamıyorsun
0
hayatın başkalarının kardeşlerini sevmekle geçiyor. daha ne diyeyim.
0
@ sozlukte eksiyen adam, annemi de babamı da 3 çocuk yıprattı gibi geliyor bana, özellikle de en küçük kardeşim, onda özellikle de ergenliğinde yeteri kadar sabrı gösterecek sağlık durumunda olmadılar. herkesin anne babası gezer tozarken, birlikte keyifli vakit geçirirken bunlar veli toplantılarında azarlar işittiler.
Bazen sadece ben olsaydım ya da iki kardeş olsaydık, elbette hiç olmadıkları farzediyorum , hiç dünyaya gelmeselerdi, annemle babam daha rahat bir hayat geçireceklerdi(maddi anlamda değil) diye düşünüyorum.
Bir kardeşimle inanılmaz yakınız ve o olmasa mutsuz olurdum ama öbür kardeşim bana neredeyse yabancı gibi. seviyorum ama hiçbir şey paylaşmıyorum.
Bazen sadece ben olsaydım ya da iki kardeş olsaydık, elbette hiç olmadıkları farzediyorum , hiç dünyaya gelmeselerdi, annemle babam daha rahat bir hayat geçireceklerdi(maddi anlamda değil) diye düşünüyorum.
Bir kardeşimle inanılmaz yakınız ve o olmasa mutsuz olurdum ama öbür kardeşim bana neredeyse yabancı gibi. seviyorum ama hiçbir şey paylaşmıyorum.
0
@sen de git sen de unut o sevilen dönem o kadar kısa ki, bir "aman ne şirin" derken bi bakıyorsun "yöoo koruşmoyun bonoooo!!" diyen bir ergen.
0
Çekmedim. Annemler sorardı ister misin diye, "asla!1!!1" derdim. Sanırım onlar beni suçluyorlardır şimdi.
Bazen sorunlar yaşadığımda kendimi yalnız hissettiğim oluyor ve kardeşimin beni benim de onu koşulsuz seveceğimi düşündüğüm için bazen "acaba?" diyorum ama çok da büyük bir eksiklik değil.
Annemla ilişkim onun kişisel sorunlarından dolayı kötü, babamla arkadaş gibiyiz. Ama ikisi de genel olarak ilgisizdi.
Bazen sorunlar yaşadığımda kendimi yalnız hissettiğim oluyor ve kardeşimin beni benim de onu koşulsuz seveceğimi düşündüğüm için bazen "acaba?" diyorum ama çok da büyük bir eksiklik değil.
Annemla ilişkim onun kişisel sorunlarından dolayı kötü, babamla arkadaş gibiyiz. Ama ikisi de genel olarak ilgisizdi.
0
Ben hiç kardeş özlemi çekmedim; çünkü bu alışkın olduğum ve eksikliğini hissettiğim bir şey değildi. Mutlu bir çocukluğum oldu ve belki de olması gerektiğinden daha önce olgunlaştım. Genelde kendimden büyüklerle iletişim kurdum ve bunun faydasını şimdi, 30' lu yaşlarda görüyorum.
Anne babamla ilişkim iyiydi, mutlu bir aileydik.
Anne babamla ilişkim iyiydi, mutlu bir aileydik.
0
tek çocuğum. zaten kardeşi ben istemedim annem küçükken soruyordu kardeş ister misin diye kesinlikle istemem diyordum. hatta isterseniz yapın ama başına geleceklerden ben sorumlu değilim diyordum. bir gün yanlışlıkla balkondan düşebilir ya da yatağından yere çakılabilir sonra beni suçlamayın nasıl olsa ceza alamam ben çocuğum beni cezaevine atmazlar gerisini siz bilirsiniz diyordum aşalsksjd. verdiğim en doğru karar bence tek çocuk olmak kesinlikle kardeş istemiyorum. annemle arkadaş hatta arkadaştan öte gibiyiz babamla baya nesil farkı var o 36lı ben 83lüyüm o yüzden pek muhabbetimiz yok.
0
kardeş özlemi çekmedim, kalabalık aile ortamlarında bulundum sürekli o yüzden belki. tek çocuk olmamın sebebi ise muhtemelen ayrılmış olmaları; daha sonradan tekrar yuva kurup çocuk yapmamalarının nedenini bilmiyorum. ayrılık ertesinde kendi hayatlarını tekrar düzene sokmaları uzun sürdüğü ve bu süreçte yeni bir çocukla uğraşmak istemedikleri için olabilir, öte yandan henüz sorgulamamış olsam da ben de kazara olmuş olabilirim :{ şuan ikisi de uzun süredir evli ama yeni bir çocuk söz konusu değil
0
tek cocugum ve 20li yaslarin basindan itibaren yuzlesmek istemedigin o gercekle yuzlesiyorsun cevrendeki kardesleri uzaktan izlerken. kucukken benden mutlusu yoktu ama simdi arkadaslar da akrabalar da olsa "heralde kardes bi baska olsa gerek" diyorum. seni daha da sansli hissettirebilirim hatta;
1. hicbir zaman teyze / hala olamamak
2. hicbir zaman yegen sahibi olamamak (caktirmiyorum en cok bu anlara sahit oldugumda ic cekiyorum)
3. aileden sonra en cok guvenebilecegin kisilerin arkadaslarla sinirli olmasi
4. cocugunun senin tarafindan kuzen sahibi olamicak olmasi
5. teyzesi / dayisi olamicak olmasi
6. ve en onemlisi.. anneni ve babani kaybettiginde hayatta herkesten guclu durmak zorunda kalicak olmak. eşin de arkadaslarin da olsa yine o yalnizlik hissi ayri bi boyut.
kisaca.. bu yuzdendir ki en buyuk endiselerimden biri tek cocuk bir es bulmak (:
yani, eksiklik dedigin sey benim icin zamanla artiyor evet.
1. hicbir zaman teyze / hala olamamak
2. hicbir zaman yegen sahibi olamamak (caktirmiyorum en cok bu anlara sahit oldugumda ic cekiyorum)
3. aileden sonra en cok guvenebilecegin kisilerin arkadaslarla sinirli olmasi
4. cocugunun senin tarafindan kuzen sahibi olamicak olmasi
5. teyzesi / dayisi olamicak olmasi
6. ve en onemlisi.. anneni ve babani kaybettiginde hayatta herkesten guclu durmak zorunda kalicak olmak. eşin de arkadaslarin da olsa yine o yalnizlik hissi ayri bi boyut.
kisaca.. bu yuzdendir ki en buyuk endiselerimden biri tek cocuk bir es bulmak (:
yani, eksiklik dedigin sey benim icin zamanla artiyor evet.
0
Hiç kardeş özlemi çekmedim; tek çocuk olmaktan çok memnunum. Akrabanın fazlası iyi değildir zaten, zararı yararından çok olur.
0
Tek çocuğum, kardeş özlemi çekmedim. Zaten yani kardeş dediğinin de çok aman aman abartılacak bir yanı olduğunu düşünmüyorum. Küçükken de istememiştim, anne-babam da istemedi, babane-hala tayfası da anne babama "Bi çocuk yapsanız, bak bu çocuk yalnız." derken benden gelen "istemeeeeeem" tepkisi ve bizimkilerin "ehe ehe istemiyor." tepkisiyle karşılaştı ahdgshdgf.. Zaten ciddi şekilde çocuk gürültüsünden, kalabalıktan ve hatta zaman zaman evde bir sürü insanın olmasından hoşlanmıyorum.
Tek çocuk olmanın da avantajları var, normal olan kardeş sahibi olmakmışta biz ezikmişiz gibi davranmanın alemi yok. Tek çocuk varsa daha olgun oluyorsun, ailede saçma sorular soran 3 çocuk değil 1 çocuk olunca herkesin herşeyi tane tane anlatmaya, küçük bile olsan sana sorular sorup fikrini almaya hem sabırları hem zamanları daha fazla oluyor. Hakemlik yok, sen ailenin bir bireyisin, alınan çoğu kararda konuşulan çoğu şeyde ya senin de payın var ya da en azından fikrini söyleyebilme şansın var. Anne baba "the ultimate hakem" olmuyor.
Kardeşine kaynak ayrılması gerektiği için senden azalmıyor, kimse seni kollamıyor sen de kimseyi kollamıyorsun ve bu şekilde herşeyi kendin elde etmeyi öğreniyorsun.
Bunun yanında normalde kardeşlere dağıtılan angarya işlerin hepsini sen yapıyorsun. Tatile gidilecek, normalde erkek kardeşe verilecek işi sen yaparsın, kız bile olsan bavulları arabaya sen götürürsün, aşağıdan bir şey alınacak sen alırsın, babayla boks maçı da izlersin, anneyle Muhteşem Yüzyıl'da izlersin, babayla avize de monte edersin anneyle manikür de yaparsın gibi gibi. :)
Güzel bence. Tek eksisi Allah korusun anne baba kaybından sonra dönecek kimsenin olmayışı ama o da hayat görüşünle, inançlarınla alakalı bir yandan. Eğer o sırada eşin çocuğun vs büyük güzel bir ailen olursa, çekilemeyecek bir dert olmayacaktır gibi geliyor bana. Sonuçta tüm kardeşler de ideal kardeşlik örneği değil.
Tek çocuk olmanın da avantajları var, normal olan kardeş sahibi olmakmışta biz ezikmişiz gibi davranmanın alemi yok. Tek çocuk varsa daha olgun oluyorsun, ailede saçma sorular soran 3 çocuk değil 1 çocuk olunca herkesin herşeyi tane tane anlatmaya, küçük bile olsan sana sorular sorup fikrini almaya hem sabırları hem zamanları daha fazla oluyor. Hakemlik yok, sen ailenin bir bireyisin, alınan çoğu kararda konuşulan çoğu şeyde ya senin de payın var ya da en azından fikrini söyleyebilme şansın var. Anne baba "the ultimate hakem" olmuyor.
Kardeşine kaynak ayrılması gerektiği için senden azalmıyor, kimse seni kollamıyor sen de kimseyi kollamıyorsun ve bu şekilde herşeyi kendin elde etmeyi öğreniyorsun.
Bunun yanında normalde kardeşlere dağıtılan angarya işlerin hepsini sen yapıyorsun. Tatile gidilecek, normalde erkek kardeşe verilecek işi sen yaparsın, kız bile olsan bavulları arabaya sen götürürsün, aşağıdan bir şey alınacak sen alırsın, babayla boks maçı da izlersin, anneyle Muhteşem Yüzyıl'da izlersin, babayla avize de monte edersin anneyle manikür de yaparsın gibi gibi. :)
Güzel bence. Tek eksisi Allah korusun anne baba kaybından sonra dönecek kimsenin olmayışı ama o da hayat görüşünle, inançlarınla alakalı bir yandan. Eğer o sırada eşin çocuğun vs büyük güzel bir ailen olursa, çekilemeyecek bir dert olmayacaktır gibi geliyor bana. Sonuçta tüm kardeşler de ideal kardeşlik örneği değil.
0
kardeşim olsun diye hiç düşümedim. evin tek hakimi olma durumumu başkasıyla paylaşma düşüncesi hoşuma gitmezdi (hala da gitmez). kıskancım yani. ama kardeş özlemi de çekmedim çünkü hem olmayan bir şeyi özleyemezsiniz hem de bunun yerini büyük ölçüde dolduracak bir kuzenim var benden küçük. aynı evin içinde neredeyse kardeş gibi büyüdük.
haliyle bunun için annemi babamı hiç suçlamadım. zaten sanırım kardeş yapsalardı asıl o zaman bozulabilirdim -ki benden önce ve sonra da girişimleri olmuş ama maddi imkanların yetersizliği, kah annemin kah babamın sağlık durumunun elverişsizliği gibi durumlar nedeniyle gebelikler sonlanırdılmış.
babam ben 10 yaşımdayken öldüğü için ilişkimizi net tanımlayamıyorum şimdi. ama annemle ilişkim süper ama baba faktörü denklemden çıkmış olduğu için diğer anne çocuk ilişkilerinden daha grift. annem yer yer arkadaşım, annem, babam, dert ortağım vs. klasik rollerde bi kayma var yani. oyuncu da benim hakem de benim kimi zaman. öyle diyeyim.
haliyle bunun için annemi babamı hiç suçlamadım. zaten sanırım kardeş yapsalardı asıl o zaman bozulabilirdim -ki benden önce ve sonra da girişimleri olmuş ama maddi imkanların yetersizliği, kah annemin kah babamın sağlık durumunun elverişsizliği gibi durumlar nedeniyle gebelikler sonlanırdılmış.
babam ben 10 yaşımdayken öldüğü için ilişkimizi net tanımlayamıyorum şimdi. ama annemle ilişkim süper ama baba faktörü denklemden çıkmış olduğu için diğer anne çocuk ilişkilerinden daha grift. annem yer yer arkadaşım, annem, babam, dert ortağım vs. klasik rollerde bi kayma var yani. oyuncu da benim hakem de benim kimi zaman. öyle diyeyim.
0
iki taraftan bakıyorum ben bu olaya. öncelikle belirteyim tek çocuğum.
birincisi, hiç kardeş istemedim. ailemin de bu yönde bir girişimi olmadı. ailemin sevgisini, ilgisini ve hatta maddi birikimin bir başkasıyla paylaşmak istemezdim.
ikincisi, annemi ve babamı herşeyden çok seviyorum eğer bir kardeşim olsaydı onu da öyle sevebilirdim belki ve bu saydıklarımı paylaşmak beni mutsuz etmeyebilirdi diye düşünüyorum. yine de kardeş sevgisi olgusunu bilmediğim için bundan emin olamıyorum.
birincisi, hiç kardeş istemedim. ailemin de bu yönde bir girişimi olmadı. ailemin sevgisini, ilgisini ve hatta maddi birikimin bir başkasıyla paylaşmak istemezdim.
ikincisi, annemi ve babamı herşeyden çok seviyorum eğer bir kardeşim olsaydı onu da öyle sevebilirdim belki ve bu saydıklarımı paylaşmak beni mutsuz etmeyebilirdi diye düşünüyorum. yine de kardeş sevgisi olgusunu bilmediğim için bundan emin olamıyorum.
0
pandispanya
Geçmişimden bahsederek gireyim. Biraz uzun olabilir ama tam hikayeyi canlandırabilmeniz açısından detaylı anlatacağım. Çünkü nereyi anlatıp nereyi atlamam gerektiğini kestiremedim; idare edin.24 yaşındayım. İkinci lisansımı bitirmek üzereyim. Şu an sosyoloji okuyorum, aynı zamanda da okuduğum her ik
Geçmişimden bahsederek gireyim. Biraz uzun olabilir ama tam hikayeyi canlandırabilmeniz açısından detaylı anlatacağım. Çünkü nereyi anlatıp nereyi atlamam gerektiğini kestiremedim; idare edin.
24 yaşındayım. İkinci lisansımı bitirmek üzereyim. Şu an sosyoloji okuyorum, aynı zamanda da okuduğum her iki lisans bölümüyle de alakası olmayan bir işte çalışıyorum. 5 yaşında okula başladım. O günden beri asla ait olmadığım bi koşuşturma içerisindeyim. Hep kendimden 2-3 yaş büyüklerle okudum ve dolayısıyla onlarla eş zamanlı gidebilmek için kapasitemi hep daha zinde tutmam gerekti. Her şey hep haldır huldur oldu. Hep "tamam ya ben bunu yaparım, yapiym gitsin işte" diyerek. Üniversiteye de öyle girdim. Üniversiteye başladığımdan beri bir şekilde hep çalıştım. Üniversite boyunca tercümanlık vs yaptım. Sonrasında mezun olduğum bölümle ilgili çalışmak istemediğimi keşfedip büyük bir boşluğa düştüm ve 2 senedir yapmakta olduğum bu alakasız işime giriverdim, yine haldır huldur. Yine burada da yaşıma en yakın insan benden 10 yaş büyük. Yorulmuş hissediyorum daha hayatımın en başında. Şu anki işimde biraz kurumsal satış, biraz organizasyon, biraz da Avrupa Birliği projeleri yürüttüğüm bir görevim var. Yine sosyoloji üzerine yüksek lisans yapma isteği içerisindeyim ama neden? Bilmiyorum.
Çünkü bu hayatta aslında ne olmak istediğimi hala bulamadım. Hayatımı ne yaparak kazanmak istediğim konusunda hala -ne yazık ki- bir fikrim yok. Belki 10 sene öncesinden bi sanat dalına yönelsem süper olabilirdi. Ama artık o işler için zaman çok geçti.
Ne olmak "istemediğimi" az çok biliyorum sanırım. Plaza insanı asla değilim ve olmak istemiyorum. Yükselme hırsıyla insanlarla antin kuntin çekişmelere girmeye, günlerimi gecelerimi "sadece iş" içinde geçirmeye açık değilim. Yine de ilk düzenli işim olmasına rağmen, bu işimde geçtiğimiz senenin en yüksek primi ve zammını aldım. Görüştüğüm insanlar üst düzey insanlar, gördüğüm ilgi, saygı güzel. Çalışma saatlerim 9-5, hafta sonu çalışmıyorum. Doğrudan genel müdüre bağlıyım. Geç gelmek, erken çıkmak ya da gelmemek istediğim günlerde pek sıkıntı yaşamıyorum. İşten çıkarılmayla alakalı çok şükür ki bir endişem yok. Bunlar artılarıydı.
Negatif yönlerine gelirsek; gerçekten stresli şeylerle uğraşıyorum. Her iş streslidir ama benimkiler çok detaylı, incik cıncığı fazla olan, takipleri de çok uzun şeyler. Bense ilk paragrafta anlattıklarımdan ötürü artık daha basit yaşamayı çok istiyorum. Eve geldiğimde beynim tam olarak tükenmiş, erimiş oluyor. İşim evime çok uzak. Günde 3 saatim yolda geçiyor. Sabah 7'de evden çıkıp, akşam da en erken 7'de geliyorum. Spor mpor derken haftanın 3-4 günü de 9'da eve gelip, 1-2 saat durup yatıyorum. Hayata dair çok bi enerjim ve isteğim yok. Yaptığım işi başka bir firma için yapsaydım, yukarıda saydığım avantajlar belki azalırdı, bu kadar rahat olamazdım ama daha çok para kazanabilirdim. Bu işime devam edersem, "5 sene sonra kendimi nerede görüyorum/nerede görmek istiyorum" hiç bilmiyorum. Topuklu ayakkabılarla ikişer ikişer merdiven tırmanarak, toplantılarda kollarımı boyayarak filan idare ediyorum. Ait değilim yani. Keyif almadan, sadece görevimi yaparak, sabahları mutsuzlukla uyanarak para kazanıyorum.
Bugün birkaç senedir bir spor salonunda eğitmenlik yapan bir arkadaşım beni kendi yaptığı işe sokmak için birkaç saat boyunca dil döktü. Bundan önceki aylarda da bu konuyu durup durup açıyordu zaten ama ben dikkate almıyordum. Kendisine göre geçerli sebeplerle benim de her şeyi bırakıp bi spor salonunda işe girmem gerektiğini düşündüğünü anlattı. Ona göre fiziğim düzgünmüş, insanlarla iletişim kurma kabiliyetim yüksekmiş, spora yatkınlığımın olması, sektörde kadın eğitmene duyulan ihtiyaç, bu işi ileride geliştirebileceğimiz alanların fazlalığı vs bi sürü şey saydı. Ben de karşılığında bu işle ilgili hiçbir uzmanlığımın olmadığını, yaşımın geçtiğini düşündüğümü, en azından bi besyo mesyo bitirmem gerektiğini, 2 senedir emek verdiğim, geleceği açık gözüken ve "kariyer(!)" anlamında daha saygın bir işim olduğunu, kim bilir o salonlarda çalışmak için ne güzel, ne bilgili kızların başvurduğunu filan söyledim. O da karşılığında bana bildiği her şeyi anlatıp öğretebileceğini, her türlü yardımda bulunacağını, yapamama ve bu işte ilerleyememe ihtimalimin olmadığını anlatıp durdu.
Bahsettiğim bu arkadaşım, oldukça ketum, risk almaktan hoşlanmayan, boş da konuşmayan bir insan. Ama konu benim şu anki durumumla o kadar zıt ki ben söylediklerini tam olarak ciddiye alamadım ve kafamda bir yere konumlandıramadım. Aslına bakarsanız sporla profesyonel olarak ilgilenmek hep de içimde kalmıştır. Çok küçüklüğümden beri, bir dolu dans, step, jimnastik, basketbolla iç içe geçirdiğim senelerim var. Diğer yandansa teknik olarak çok bilmediğim, sektöründe kimseyi tanımadığım bir işe 25 yaşında sıfırdan girişmek var.
Aşırı uzun yazmışım, daha fazla uzatmayayım. Bu işin düşüncesi içimde çok uzun zamanlardır hissedemediğim bir kıpırtıya sebep oldu ama bu riske girilir mi ki? Daha mutlu olabilir miyim? Ne kazanırım, ne kaybederim? Siz olsanız hangisini, neden yapardınız? Nasıl bir strateji izlerdiniz? Beyin fırtınası yapalım mı?
24 yaşındayım. İkinci lisansımı bitirmek üzereyim. Şu an sosyoloji okuyorum, aynı zamanda da okuduğum her iki lisans bölümüyle de alakası olmayan bir işte çalışıyorum. 5 yaşında okula başladım. O günden beri asla ait olmadığım bi koşuşturma içerisindeyim. Hep kendimden 2-3 yaş büyüklerle okudum ve dolayısıyla onlarla eş zamanlı gidebilmek için kapasitemi hep daha zinde tutmam gerekti. Her şey hep haldır huldur oldu. Hep "tamam ya ben bunu yaparım, yapiym gitsin işte" diyerek. Üniversiteye de öyle girdim. Üniversiteye başladığımdan beri bir şekilde hep çalıştım. Üniversite boyunca tercümanlık vs yaptım. Sonrasında mezun olduğum bölümle ilgili çalışmak istemediğimi keşfedip büyük bir boşluğa düştüm ve 2 senedir yapmakta olduğum bu alakasız işime giriverdim, yine haldır huldur. Yine burada da yaşıma en yakın insan benden 10 yaş büyük. Yorulmuş hissediyorum daha hayatımın en başında. Şu anki işimde biraz kurumsal satış, biraz organizasyon, biraz da Avrupa Birliği projeleri yürüttüğüm bir görevim var. Yine sosyoloji üzerine yüksek lisans yapma isteği içerisindeyim ama neden? Bilmiyorum.
Çünkü bu hayatta aslında ne olmak istediğimi hala bulamadım. Hayatımı ne yaparak kazanmak istediğim konusunda hala -ne yazık ki- bir fikrim yok. Belki 10 sene öncesinden bi sanat dalına yönelsem süper olabilirdi. Ama artık o işler için zaman çok geçti.
Ne olmak "istemediğimi" az çok biliyorum sanırım. Plaza insanı asla değilim ve olmak istemiyorum. Yükselme hırsıyla insanlarla antin kuntin çekişmelere girmeye, günlerimi gecelerimi "sadece iş" içinde geçirmeye açık değilim. Yine de ilk düzenli işim olmasına rağmen, bu işimde geçtiğimiz senenin en yüksek primi ve zammını aldım. Görüştüğüm insanlar üst düzey insanlar, gördüğüm ilgi, saygı güzel. Çalışma saatlerim 9-5, hafta sonu çalışmıyorum. Doğrudan genel müdüre bağlıyım. Geç gelmek, erken çıkmak ya da gelmemek istediğim günlerde pek sıkıntı yaşamıyorum. İşten çıkarılmayla alakalı çok şükür ki bir endişem yok. Bunlar artılarıydı.
Negatif yönlerine gelirsek; gerçekten stresli şeylerle uğraşıyorum. Her iş streslidir ama benimkiler çok detaylı, incik cıncığı fazla olan, takipleri de çok uzun şeyler. Bense ilk paragrafta anlattıklarımdan ötürü artık daha basit yaşamayı çok istiyorum. Eve geldiğimde beynim tam olarak tükenmiş, erimiş oluyor. İşim evime çok uzak. Günde 3 saatim yolda geçiyor. Sabah 7'de evden çıkıp, akşam da en erken 7'de geliyorum. Spor mpor derken haftanın 3-4 günü de 9'da eve gelip, 1-2 saat durup yatıyorum. Hayata dair çok bi enerjim ve isteğim yok. Yaptığım işi başka bir firma için yapsaydım, yukarıda saydığım avantajlar belki azalırdı, bu kadar rahat olamazdım ama daha çok para kazanabilirdim. Bu işime devam edersem, "5 sene sonra kendimi nerede görüyorum/nerede görmek istiyorum" hiç bilmiyorum. Topuklu ayakkabılarla ikişer ikişer merdiven tırmanarak, toplantılarda kollarımı boyayarak filan idare ediyorum. Ait değilim yani. Keyif almadan, sadece görevimi yaparak, sabahları mutsuzlukla uyanarak para kazanıyorum.
Bugün birkaç senedir bir spor salonunda eğitmenlik yapan bir arkadaşım beni kendi yaptığı işe sokmak için birkaç saat boyunca dil döktü. Bundan önceki aylarda da bu konuyu durup durup açıyordu zaten ama ben dikkate almıyordum. Kendisine göre geçerli sebeplerle benim de her şeyi bırakıp bi spor salonunda işe girmem gerektiğini düşündüğünü anlattı. Ona göre fiziğim düzgünmüş, insanlarla iletişim kurma kabiliyetim yüksekmiş, spora yatkınlığımın olması, sektörde kadın eğitmene duyulan ihtiyaç, bu işi ileride geliştirebileceğimiz alanların fazlalığı vs bi sürü şey saydı. Ben de karşılığında bu işle ilgili hiçbir uzmanlığımın olmadığını, yaşımın geçtiğini düşündüğümü, en azından bi besyo mesyo bitirmem gerektiğini, 2 senedir emek verdiğim, geleceği açık gözüken ve "kariyer(!)" anlamında daha saygın bir işim olduğunu, kim bilir o salonlarda çalışmak için ne güzel, ne bilgili kızların başvurduğunu filan söyledim. O da karşılığında bana bildiği her şeyi anlatıp öğretebileceğini, her türlü yardımda bulunacağını, yapamama ve bu işte ilerleyememe ihtimalimin olmadığını anlatıp durdu.
Bahsettiğim bu arkadaşım, oldukça ketum, risk almaktan hoşlanmayan, boş da konuşmayan bir insan. Ama konu benim şu anki durumumla o kadar zıt ki ben söylediklerini tam olarak ciddiye alamadım ve kafamda bir yere konumlandıramadım. Aslına bakarsanız sporla profesyonel olarak ilgilenmek hep de içimde kalmıştır. Çok küçüklüğümden beri, bir dolu dans, step, jimnastik, basketbolla iç içe geçirdiğim senelerim var. Diğer yandansa teknik olarak çok bilmediğim, sektöründe kimseyi tanımadığım bir işe 25 yaşında sıfırdan girişmek var.
Aşırı uzun yazmışım, daha fazla uzatmayayım. Bu işin düşüncesi içimde çok uzun zamanlardır hissedemediğim bir kıpırtıya sebep oldu ama bu riske girilir mi ki? Daha mutlu olabilir miyim? Ne kazanırım, ne kaybederim? Siz olsanız hangisini, neden yapardınız? Nasıl bir strateji izlerdiniz? Beyin fırtınası yapalım mı?
0
hayatının geri kalanını, bir spor salonunda insanlara "şöyle yapmalısın" demekle geçirebileceğini düşünüyor musun? bu soruyu netlikle "evet" diye cevaplayamıyorsan uzak durmanı tavsiye ederim bu yönde bir değişiklikten.
açıkçası ben kendime, eğitimime uygun görmezdim böyle bir geleceği. bu benim fikrim ama pek tabii.
açıkçası ben kendime, eğitimime uygun görmezdim böyle bir geleceği. bu benim fikrim ama pek tabii.
0
eğitmen olabilmek için önce senin eğitimini alman gerekmiyor mu? bu eğitim süreci nasıl ilerleyecek? sadece sporla iç içe olmak, fiziğinin düzgün olması, iletişiminin iyi olması gibi genel özellikler spor eğitmeni olmaya karar vermek için ne kadar geçerli bilmiyorum açıkçası. bence işini bırakmadan bu yönde ufak adımlar atmaya çalış, neler olacak bir bak bakalım. belki -ve bence muhtemelen- o kıpırtı bu yeni iş alanıyla ilgili değil sadece şu anki işini bırakma fikriyle ilgilidir.
0
Spor salonu eğitmenliği ile mutlu olamazsınız. Sosyal statüsü şu anda yaptığınız işten çok daha düşük (Bir Charles Glass olmayacaksanız). Manevi tatmini falan yok, İnsanların ağız kokusunu çekmeye ve spor salonuna gelen kişilere hizmet etmenin bir anlamı yok. Ayrıca alanınız da değil.
Arkadaşınız resmen saçmalamış. Kısaca; doğru düşünüyorsunuz.
Ne olacağınız ise bence zamanla şekillenir. Şimdi kötü tercihler yapmayın ve ikinci lisansı bitirip karşınıza farklı seçeneklerin çıkmasını bekleyin. Yaşınız daha genç, ilerleyen yıllar ile birlikte neler neler gelir önünüze.
Arkadaşınız resmen saçmalamış. Kısaca; doğru düşünüyorsunuz.
Ne olacağınız ise bence zamanla şekillenir. Şimdi kötü tercihler yapmayın ve ikinci lisansı bitirip karşınıza farklı seçeneklerin çıkmasını bekleyin. Yaşınız daha genç, ilerleyen yıllar ile birlikte neler neler gelir önünüze.
0
ben 30 yaşındayım. üniversiteden 24 yaşında mezun oldum. 6-7 ay sürüklendikten sonra askere gittim. bir sene sonra geri döndüm. yine sürüklendim. askerden döndükten tam bir sene sonra çalışmaya başladım. 1,5 sene araç kaldırma ekipmanları (kolonlu ve makaslı liftler) üreten bir şirketin satış yetkilisiydim. bu arada evlendim ve 1,5 senelik o çalışma dönemini yurtdışına gitmek için bitirdim. avustralya'ya benim yapacağım master sayesinde gittik ve 4 ay sonra babamın ölümü sebebiyle türkiye'ye döndük. bu kadar üzüntü ve şartların değişmesi sebebiyle bir şok dönemi oldu haliyle. aralık ayında iş aramaya başladım ve nihayet 2014 şubat'ta led aydınlatma armatürleri üreten mütevazi bir firmaya idari sorumlu olduğum (ama aynı zamanda satınalma, maliyet analizi yapma gibi işleri de yürüttüğüm) bir iş yapmaya başladım.
dediğim gibi, 30 yaşındayım. yakın zamanda işten ayrılmam mümkün (kendi tatminsizliğimden ötürü). ilk işimle alakalı bir şey yapamam çünkü bursa'da o işi yapan tek şirketteydim zaten. mevcut işimle alakalı bir şeyler yapabilirim ama beni tatmin edecek büyüklükte bir firma yok bursa'da. dönüp dolaşıp şuraya geliyorum: ya kendi işimi yapacağım ya da sektör değiştireceğim. hem yaşım hem de medeni durumum sebebiyle ekonomik durumumu riske atıp maceraya girmek gibi bir lüksüm pek yok. öte yandan şunu düşünüyorum, şu an hayattayım ve para kazanıyorum. demek ki sektör değiştirmek, ülke değiştirmek, medeni durmu değiştirmek ve yaşlanmak bugüne kadar benim para kazanmama engel olmadı.
bence aklına yatmayan bir iş yapma. sırf bugün yaşadığın sorunları kafana takıp çok alakasız ve seni ürküten bir işe girme. arkadaşına çok güvenebilirsin ama iş farklı bir konu. ticaretle, imalatla ya da hizmetle uğraşırken hep farklı sorunlarla karşılaşacağını biliyorsun. mesela sen şu anlattığın senaryoya göre sporla değil, insanlara hizmet vermekle uğraşacaksın. bunu gerçekten istiyor musun? bu işin piyassı ne durumda ve seni piyasadaki rakiplerine göre daha cazip kılacak nasıl özelliklerin var? "iş değiştirme, elindekini ne olursa olsun koru" demiyorum. ama çalışmak istediğin sektörü sen bulmalısın; bir başkası seni belli bir sektöre girmeye ikna etmemeli. misal ben de türkiye'ye döndükten sonra kafamın etini yediler "sen bankacı olabilirsin" diye ve neredeyse banka sınavlarına falan girecektim. halbuki herkese de söylemiştim "istemiyorum amk ben bankacı olmak" diye. ikna çabalarına çok kulak asma. gerçekten aklına yatan bir iş keşfedene kadar mevcut işine devam et bence.
ha yıllarca doktorluk yapıp sonra şarkıcı olan insanlar da var bu memlekette. eh onlar da numunelik zaten. senin de sektör değiştirip o derece mutlu olman genel tecrübelere bakıldığında yüksek bir ihtimal değil.
özet olarak, sektör/kariyer değiştirmek korkulacak bir şey değil ama sokma akıl da akıl değil. yapmak istediğin şeyi bulursan kaçırma ama "bir de bunu deneyelim yeaa" da deme başkasının iyimser öngörüleriyle.
not: üniversite zamanı, besyo'da okuyan bir arkadaşımın anlattıklarından hatırladığım kadarıyla spor eğitmenliğinden iyi para kazanman zaten pek mümkün değil. yatırım gücünüz olur da kendi işinizin patronu olursanız o başka...
dediğim gibi, 30 yaşındayım. yakın zamanda işten ayrılmam mümkün (kendi tatminsizliğimden ötürü). ilk işimle alakalı bir şey yapamam çünkü bursa'da o işi yapan tek şirketteydim zaten. mevcut işimle alakalı bir şeyler yapabilirim ama beni tatmin edecek büyüklükte bir firma yok bursa'da. dönüp dolaşıp şuraya geliyorum: ya kendi işimi yapacağım ya da sektör değiştireceğim. hem yaşım hem de medeni durumum sebebiyle ekonomik durumumu riske atıp maceraya girmek gibi bir lüksüm pek yok. öte yandan şunu düşünüyorum, şu an hayattayım ve para kazanıyorum. demek ki sektör değiştirmek, ülke değiştirmek, medeni durmu değiştirmek ve yaşlanmak bugüne kadar benim para kazanmama engel olmadı.
bence aklına yatmayan bir iş yapma. sırf bugün yaşadığın sorunları kafana takıp çok alakasız ve seni ürküten bir işe girme. arkadaşına çok güvenebilirsin ama iş farklı bir konu. ticaretle, imalatla ya da hizmetle uğraşırken hep farklı sorunlarla karşılaşacağını biliyorsun. mesela sen şu anlattığın senaryoya göre sporla değil, insanlara hizmet vermekle uğraşacaksın. bunu gerçekten istiyor musun? bu işin piyassı ne durumda ve seni piyasadaki rakiplerine göre daha cazip kılacak nasıl özelliklerin var? "iş değiştirme, elindekini ne olursa olsun koru" demiyorum. ama çalışmak istediğin sektörü sen bulmalısın; bir başkası seni belli bir sektöre girmeye ikna etmemeli. misal ben de türkiye'ye döndükten sonra kafamın etini yediler "sen bankacı olabilirsin" diye ve neredeyse banka sınavlarına falan girecektim. halbuki herkese de söylemiştim "istemiyorum amk ben bankacı olmak" diye. ikna çabalarına çok kulak asma. gerçekten aklına yatan bir iş keşfedene kadar mevcut işine devam et bence.
ha yıllarca doktorluk yapıp sonra şarkıcı olan insanlar da var bu memlekette. eh onlar da numunelik zaten. senin de sektör değiştirip o derece mutlu olman genel tecrübelere bakıldığında yüksek bir ihtimal değil.
özet olarak, sektör/kariyer değiştirmek korkulacak bir şey değil ama sokma akıl da akıl değil. yapmak istediğin şeyi bulursan kaçırma ama "bir de bunu deneyelim yeaa" da deme başkasının iyimser öngörüleriyle.
not: üniversite zamanı, besyo'da okuyan bir arkadaşımın anlattıklarından hatırladığım kadarıyla spor eğitmenliğinden iyi para kazanman zaten pek mümkün değil. yatırım gücünüz olur da kendi işinizin patronu olursanız o başka...
0
Kısaca geçmişinden bahsetmişsin ama en sevdiğin rengi yazmamışsın :(
arkadaşının dediği olay 'personal trainer' diye adlandırılan ve yeni yenir Türkiye'de şekillenen bir sektör.
Çok yakın arkadaşlarımdan bildiğim kadarıyla, mükemmel bir tutkun, yaşam tarzı yapacak kadar sevgin yok ise hiç girme. Ama 25 yaşında olman sektör değiştirmen için zorluk değildir bence.
Bir de bu personal trainer iş teklifini sunan kişi erkek ise sana yazıyor haberin olsun.
öpt. kib. bye.
arkadaşının dediği olay 'personal trainer' diye adlandırılan ve yeni yenir Türkiye'de şekillenen bir sektör.
Çok yakın arkadaşlarımdan bildiğim kadarıyla, mükemmel bir tutkun, yaşam tarzı yapacak kadar sevgin yok ise hiç girme. Ama 25 yaşında olman sektör değiştirmen için zorluk değildir bence.
Bir de bu personal trainer iş teklifini sunan kişi erkek ise sana yazıyor haberin olsun.
öpt. kib. bye.
0
spor salonu eğitmenliği senin hayallindeki yapmak istediğin işi kapsasığını düşünmüyorum bence şimdiki işin rutinliğenden sıkıldığın hani derler ya rahat batıyor seninkide bu işte. şu koşullardaki iş bırakılıp milletin g.tünü kesip duracağı yerde işe başlamak ne kadar mantıklı bilinmez ama lezbiyen kılıklı spor hocalarından çok daha güzel alternatif olurdun.
0
Ben açıkçası spor eğitmenlerine oldum olası özeniyorum. Gerçi çalıştıkları salona göre değişiyor şartları, ama ne güzel bedavaya sporlarını yapıyorlar; salondan her türlü meslek grubundan arkadaşları oluyor, iyi bir network kurabiliyorlar böylece; sevdikleri işi yapıp üzerine para kazanıyorlar; pt olup gayet güzel paralar kazanıyorlar...
Saçma sapan nsanlarla muhatap olmak gerekir mi, gerekir; evli barklı ve orta yaşlı olduğu halde asılanlar olur mu olur; emir kipiyle konuşan, kendinden aşağı görenler olur mu olur ama bunlar zaten nerede çalışırsan çalış karşına çıkabilecek insanlar.
Ben olsam kurumsal bir yerde köleler gibi çalışıp kendime, aileme vakit ayıramayacağıma spor hocası olur işin negatif yönlerini de sineye çekerdim. Bence hayatta en büyük tatmin kendine ayırabildiğin, kafa dinleyebildiğin, huzur bulabildiğin, sevdiklerine bol bol harcayabildiğin zamanla oluyor...
Prestije, etikete çok önem veren kişiler eminim çıkabilecekleri kariyer basamaklarını tercih ederler ama ben de senin gibi hırssız biriyim.
Bence düşün... Geri çevirme hemen bu teklifi...
Saçma sapan nsanlarla muhatap olmak gerekir mi, gerekir; evli barklı ve orta yaşlı olduğu halde asılanlar olur mu olur; emir kipiyle konuşan, kendinden aşağı görenler olur mu olur ama bunlar zaten nerede çalışırsan çalış karşına çıkabilecek insanlar.
Ben olsam kurumsal bir yerde köleler gibi çalışıp kendime, aileme vakit ayıramayacağıma spor hocası olur işin negatif yönlerini de sineye çekerdim. Bence hayatta en büyük tatmin kendine ayırabildiğin, kafa dinleyebildiğin, huzur bulabildiğin, sevdiklerine bol bol harcayabildiğin zamanla oluyor...
Prestije, etikete çok önem veren kişiler eminim çıkabilecekleri kariyer basamaklarını tercih ederler ama ben de senin gibi hırssız biriyim.
Bence düşün... Geri çevirme hemen bu teklifi...
0
Aslında sorunun cevabı hayatta ne istediğin ile alakalı. Kaç yıllık eğitimini bırakıp dans eğitmeni olup üzerine yarışmadan yarışmaya koşan otuz yaşlarının ortasında insanlar tanıyorum.
Spor senin için bir tutku ise deneyebilirsin bence; en azından hafta sonları part time olarak işe baslayabilir, para sıkıntısı da yoksa işten bir hafta on gün ücretsiz izin alıp(yıllık iznini buna harcama yazık) bu günlerde spor salonunda arkadaşının bahsettiği yönünü değerlendirebilirsin.
Tüm soru ve cevapların aslında hayattan ne beklediğinle alakalı. Hukuk okudum, 6 senede bitirdim, stajı yaptıktan sonra çalışmadım, başka şeyler istediğimi düşünüp onların eğitimini aldım, arada yine bir hukuk bürosunda çalıştım geçici olarak, ayrıldım. Resmi olarak on gün önce başladım işe, 28 yaşındayım.
Benim için hayatta önemli olan şey zaman. Ben üç saat yol gittiğim bir ışte şu anki maaşımın iki katını verseler dahi çalışıp çalışmamayı düşünürdüm. Ya da kalkar yakına taşınır, her gün hayatımın 3 saatini yolda öldürmez idim. Kazandığın parayı sevdiklerinle harcayarak zamanın yoksa bir anlamı yok gözümde kariyerin de mevkiinin de pozisyonun da iş kolunun da.
Ben mesela bir vahşi yaşam rehabilitasyon merkezinde sabahtan akşama kadar çok az vur ücrete çalışabilirim tüm bu av. Sıfatından kendimi sıyırıp. Sosyoloji okuyan hiçbir arkadaşım da mesleğe dair şeyler yapmıyor bu arada, ikinci lisansın mesleki olarak çok bir faydası olacağını düşünüyorum realistik olmak gerekirse.
Mutlu olacağın işi bul. Paranın araç olduğunu unutma. Hayatta olay bundan ibaret.
Spor senin için bir tutku ise deneyebilirsin bence; en azından hafta sonları part time olarak işe baslayabilir, para sıkıntısı da yoksa işten bir hafta on gün ücretsiz izin alıp(yıllık iznini buna harcama yazık) bu günlerde spor salonunda arkadaşının bahsettiği yönünü değerlendirebilirsin.
Tüm soru ve cevapların aslında hayattan ne beklediğinle alakalı. Hukuk okudum, 6 senede bitirdim, stajı yaptıktan sonra çalışmadım, başka şeyler istediğimi düşünüp onların eğitimini aldım, arada yine bir hukuk bürosunda çalıştım geçici olarak, ayrıldım. Resmi olarak on gün önce başladım işe, 28 yaşındayım.
Benim için hayatta önemli olan şey zaman. Ben üç saat yol gittiğim bir ışte şu anki maaşımın iki katını verseler dahi çalışıp çalışmamayı düşünürdüm. Ya da kalkar yakına taşınır, her gün hayatımın 3 saatini yolda öldürmez idim. Kazandığın parayı sevdiklerinle harcayarak zamanın yoksa bir anlamı yok gözümde kariyerin de mevkiinin de pozisyonun da iş kolunun da.
Ben mesela bir vahşi yaşam rehabilitasyon merkezinde sabahtan akşama kadar çok az vur ücrete çalışabilirim tüm bu av. Sıfatından kendimi sıyırıp. Sosyoloji okuyan hiçbir arkadaşım da mesleğe dair şeyler yapmıyor bu arada, ikinci lisansın mesleki olarak çok bir faydası olacağını düşünüyorum realistik olmak gerekirse.
Mutlu olacağın işi bul. Paranın araç olduğunu unutma. Hayatta olay bundan ibaret.
0
Yaklaşık 3 yıldır sevmediğim bir işte çalışıyorum.
Arkadasının onerısı bence uygun değil ancak alternatif aramaktan vazgecme, ne yapmak istediğini bulana kadar da işinden ayrılma.
Ve sakın sosyoloji yüksek lisansı yapma. Para kazanıyorsun, sosyoloji mezunu arkadasına soyle sana derslerin okuma listesini versin..
Alternatif aramaya erken basla ki bir şey buldugunda kazancın dusecegi için yaşanan ikilem az olsun.
Arkadasının onerısı bence uygun değil ancak alternatif aramaktan vazgecme, ne yapmak istediğini bulana kadar da işinden ayrılma.
Ve sakın sosyoloji yüksek lisansı yapma. Para kazanıyorsun, sosyoloji mezunu arkadasına soyle sana derslerin okuma listesini versin..
Alternatif aramaya erken basla ki bir şey buldugunda kazancın dusecegi için yaşanan ikilem az olsun.
0
Bir kagit al onune, once sevdigin seyleri en sevdiginden daha az sevdigine dogru sirala.
Sonra bir kagit daha al onune ve egitimini ve niteliklerini yaz. Hemen altina da yetersizliklerini ve kotu yonlerini.
Sonra bir tarafa 5-10 ve 20 sene sonra kendini nasil gormek istedigini yaz. Hayatta mutlulugu nerede bulacagini dusun. Aile istiyor musun, cocuk hayalin var mi, akademik dusunuyor musun, turkiye'de mi yasamak istiyorsun, yurt disinda mi yasamak istiyorsun, devamli seyahat etmek istiyor musun, yoksa evcimen misin?
Sonra her gun hepsini birlestirip birbirine ilistirmeye basla. Her gun bunu tekrarla ve en az 2 meslek, is kolu, calisma ortami yaz kendine. Goreceksin ki zaten bir sekilde insan kendi yapmak istedigi seyleri one atiyor ve kendini anlamaya basliyorsun.
simdi lafin degeri olsun diye birkac rakam vererek kendi yaptigimi yazmistim ancak okuyunca gozume cok egoist gorundugu icin sildim. Ancak bu dedigimi ben yaptim ve 28 yasimda calistigim ve anormal terfiler, zamlar-primler ve maas aldigim isimi biraktigimda insanlar kafayi yedigimi dusunduler. Su an kendi isim var, hafif kelle koltukta gidiyorum, ama rahatim :)
Sonra bir kagit daha al onune ve egitimini ve niteliklerini yaz. Hemen altina da yetersizliklerini ve kotu yonlerini.
Sonra bir tarafa 5-10 ve 20 sene sonra kendini nasil gormek istedigini yaz. Hayatta mutlulugu nerede bulacagini dusun. Aile istiyor musun, cocuk hayalin var mi, akademik dusunuyor musun, turkiye'de mi yasamak istiyorsun, yurt disinda mi yasamak istiyorsun, devamli seyahat etmek istiyor musun, yoksa evcimen misin?
Sonra her gun hepsini birlestirip birbirine ilistirmeye basla. Her gun bunu tekrarla ve en az 2 meslek, is kolu, calisma ortami yaz kendine. Goreceksin ki zaten bir sekilde insan kendi yapmak istedigi seyleri one atiyor ve kendini anlamaya basliyorsun.
simdi lafin degeri olsun diye birkac rakam vererek kendi yaptigimi yazmistim ancak okuyunca gozume cok egoist gorundugu icin sildim. Ancak bu dedigimi ben yaptim ve 28 yasimda calistigim ve anormal terfiler, zamlar-primler ve maas aldigim isimi biraktigimda insanlar kafayi yedigimi dusunduler. Su an kendi isim var, hafif kelle koltukta gidiyorum, ama rahatim :)
0
Yazıyı okudum,
Ne istediğini bilmeyen, şartlara göre yön tayin eden biri belirdi zihnimde.
Sen ne istiyorsun?
Ne istediğini bilmeyen, şartlara göre yön tayin eden biri belirdi zihnimde.
Sen ne istiyorsun?
0
MSA'ya git aşçı ol, paran varsa LCB. Çok farklı bir kariyer, bence çok güzel bir iş, parası da kötü değil. Ben okuduğum bölümü bırakmaya totom yemediği için yapamıyorum. 30 yaşına gelince iyi kazanmaya başlarsın. Animal'a mesaj atabilirsin bu konuda, o da aşçı seni yönlendirir bilgilendirir.
0
@kaymak: acil taşınmam gerektiği için işime yakın olan evimi bıraktım, yenisine geldim ve yaka değiştirdim. Yeniden taşınmam mümkün değil; yolu kısaltmak için tek seçenek işimi değiştirmek. Zaten karşı tarafa yeniden taşınsam bu sefer erkek arkadaşımla görüşmelerimiz enerji tüketici oluyor. O da bulunduğumuz yakada çalışıyor. 3 sene boyunca o gidip geldi, o yüzden şimdi bi süre de ben idare edebilsem iyi olur.
@kahve kokusu & herkes: zaten asıl sorun ne olmak istediğimi hala bulamamış olmam. Ve artık zaman çok daha hızlı geçiyor. Bir şekilde sevmediğim bir iş olsa da başarabildiğimi belirtmek için yukarıda o denli uzun yazdım. Sevdiğim bir şeye baş koyabilsem zorluklarını hiç umursamam, adarım kendimi ve başarılı da olurum.
@vedat chili: MSA'ya çok inanmıyorum ya, insanlar deli gibi kurs alıyorlar, piyasa onlardan dolu. Ve bir insan birkaç ayda yemek yapmayı ne kadar güzel öğrenebilir ki? Gerçekten başarılı olan insanların eğitimi çok uzun senelerce sürüyor, o işin okulunu okumuş oluyorlar filan.
Neden o kadar kırdınız cesaretimi yahu, ben de buradan destek alırım diye heveslenmiştim :/
@kahve kokusu & herkes: zaten asıl sorun ne olmak istediğimi hala bulamamış olmam. Ve artık zaman çok daha hızlı geçiyor. Bir şekilde sevmediğim bir iş olsa da başarabildiğimi belirtmek için yukarıda o denli uzun yazdım. Sevdiğim bir şeye baş koyabilsem zorluklarını hiç umursamam, adarım kendimi ve başarılı da olurum.
@vedat chili: MSA'ya çok inanmıyorum ya, insanlar deli gibi kurs alıyorlar, piyasa onlardan dolu. Ve bir insan birkaç ayda yemek yapmayı ne kadar güzel öğrenebilir ki? Gerçekten başarılı olan insanların eğitimi çok uzun senelerce sürüyor, o işin okulunu okumuş oluyorlar filan.
Neden o kadar kırdınız cesaretimi yahu, ben de buradan destek alırım diye heveslenmiştim :/
0
Zaten ciddi bir spor geçmişin var. Zaten şu an da fitness yapıyorsun anladığım kadarıyla. Bu yüzden uzak kaldığın bir konu değil. E fitmişsin de zaten. Geri kalan şeyleri öğrenmek için alim olmak gerekmiyor. Birkaç sene içerisinde gerçekten başarıya ulaşabilme ihtimalin var. Ben neden olmasın diyorum. Bence şimdiki işini ilk etapta çok aksatmadan bu konunun üzerine eğilebilirsin. İlla ki insanların ağız kokusunu çeken biri değil, bi sürü hoca çok cool ve saygı gören tipler olabiliyor, bu tamamen karakterinle ve yaptığın işi ne kadar ciddiye aldığınla alakalı. Ben bi şans ver derdim. Memlekette bıngıldak kadın spor hocası görmekten içimiz bulandı. Gerçekten hakkını vereceksen fark yaratırsın kesinlikle evet.
0
Personal training ile çok iyi paralar kazanılabilir ama kısa vadede değil. İlk başlarda hayatından tiksinebilirsin. PT sertifikaları var, parayı bastırıp kısa sürede alabileceğin ama çoğu salonda özellikle yönetici konumundaki trainer tayfası Besyo dışı birini işe almak istemez. Gidip tekrar üniversite okumak istediğinden emin olmalısın. Bir de ciddi hiyerarşi kavgasının döndüğü, ego savaşlarının yoğun yaşandığı ortamlar. Kadınlarda pilates vs. gibi kıytırık alanlara yönelmek daha mantıklı çünkü bunlarda iş daha az ama para daha çok. Olmayacak iş değil ama bir süre çok az kazanmayı ve sıkıntı çekmeyi göze alman gerekecek. Çok tavsiye etmiyorum.
0
25 yaş kariyer değiştirmek için geç değil hatta daha 2-3 değişimlik zamanın var :) millet 30-35 yaşından sonra kariyer değiştiriyor.
Spor eğitmenliği sana uygun olmayabilir ama başka arayışlara girebilirsin. Ama en önemlisi işine yakın bir yere taşınmanı tavsiye ederim. Yol insanı işten daha çok yoruyor çoğu zaman. Yolunu 1,5 saate indirsen mutluluk seviyende müthiş bir artış olur. İşte de madem o kadar ağırlığın var artık, işlerini hafifletmek için yarı zamanlı bir asistan, stajyer falan isteyebilirsin veya takımına bölüştürebilirsin. Kariyerde önemli olan şey liderlik, o da işi kendin yapmaktan çok görevleri doğru şekilde dağıtmaktan geçiyor.
Spor eğitmenliği sana uygun olmayabilir ama başka arayışlara girebilirsin. Ama en önemlisi işine yakın bir yere taşınmanı tavsiye ederim. Yol insanı işten daha çok yoruyor çoğu zaman. Yolunu 1,5 saate indirsen mutluluk seviyende müthiş bir artış olur. İşte de madem o kadar ağırlığın var artık, işlerini hafifletmek için yarı zamanlı bir asistan, stajyer falan isteyebilirsin veya takımına bölüştürebilirsin. Kariyerde önemli olan şey liderlik, o da işi kendin yapmaktan çok görevleri doğru şekilde dağıtmaktan geçiyor.
0
gonul_isleri
bilimsel bir makale için bu 3 soru sorulmuş. tam anlamıyla ne demek istenmiş?(1) What is your main contribution to the field? burada tam ne demek istedi anlamadım.(2) What is novel? In theory, in experimental techniques, or a combination of both? burada makalenin teorik mi yoksa deneysel(uygulamalı)
bilimsel bir makale için bu 3 soru sorulmuş. tam anlamıyla ne demek istenmiş?
(1) What is your main contribution to the field?
burada tam ne demek istedi anlamadım.
(2) What is novel? In theory, in experimental techniques, or a combination of both?
burada makalenin teorik mi yoksa deneysel(uygulamalı) mi olduğunu soruyor sanırım.
(3) Does your paper have industrial applications? If yes, who are the likely user?
uygulamaları var mı? varsa kim uygulamış?
(1) What is your main contribution to the field?
burada tam ne demek istedi anlamadım.
(2) What is novel? In theory, in experimental techniques, or a combination of both?
burada makalenin teorik mi yoksa deneysel(uygulamalı) mi olduğunu soruyor sanırım.
(3) Does your paper have industrial applications? If yes, who are the likely user?
uygulamaları var mı? varsa kim uygulamış?
0
zyzz
Ayaklarım 42 numara sizce ufak mı? Bu işin ortalaması nedir?
Ayaklarım 42 numara sizce ufak mı? Bu işin ortalaması nedir?
0
Ayakkabı ölçünü ABD standardına çevirip, 5.3 ile çarptıktan sonra üzerine 133 ekleyeceksin.
42, ABD erkeklerde 8,5'a eşitmiş; (8,5 * 5,3) + 133 = 178 cm boyun olması gerekiyor.
Eğer boyun 178 ise ayaklarının ölçüsü normal. Boyun bundan uzunsa ayakların ufak. Boyun 178'den kısa ise ayakların büyük demektir.
42, ABD erkeklerde 8,5'a eşitmiş; (8,5 * 5,3) + 133 = 178 cm boyun olması gerekiyor.
Eğer boyun 178 ise ayaklarının ölçüsü normal. Boyun bundan uzunsa ayakların ufak. Boyun 178'den kısa ise ayakların büyük demektir.
0
Altın oranı tutturmuşum o zaman ben. 42 gayet normal babacım. Neyine takıldın anlamadım ki? Boyun 190'dan uzunsa küçük satılır bence.
0
İnatla boy vermemişsin :)
Boyun 1.80-5 falan ise kabul edilebilir. çok daha kısa ise büyük, uzun ise küçük.
Hiko'nun söylediği ölçü benim boyuma takin çıktı. Fakat amerikanya futbolcusunun aksine 1.90 boya 42 numara çok küçük.
spor ayakkabı ve bot 45-46 diğer klasik ayakkabılar 44-45 giyiyorum boy 1.89
Boyun 1.80-5 falan ise kabul edilebilir. çok daha kısa ise büyük, uzun ise küçük.
Hiko'nun söylediği ölçü benim boyuma takin çıktı. Fakat amerikanya futbolcusunun aksine 1.90 boya 42 numara çok küçük.
spor ayakkabı ve bot 45-46 diğer klasik ayakkabılar 44-45 giyiyorum boy 1.89
0
cenkist
http://www.youtube.com/watch?v=InhNz6VqhAo yorumlarınızı alabilir miyim?
0
bu olayları yorumlayacak bilgiye sahip olduğumuzu düşünmüyorum ancak bu videodan yola çıkarsak şunu söyleyebilirim:
bütün dünyayı günlerce konuşturacak olay kurgulanmışsa, bunu bu derece iyi kurgulayan kişiler "sahte kan koymayı unutma" gibi bir hata yapmazlar bence:)
bütün dünyayı günlerce konuşturacak olay kurgulanmışsa, bunu bu derece iyi kurgulayan kişiler "sahte kan koymayı unutma" gibi bir hata yapmazlar bence:)
0
elindeki silah ne bilmiyorum ama küçük kalibreli bir şeyse kafasına mermi girmiş ama çıkmamış olabilir. bu da öyle beklediğin gibi kan fışkırmamasına sebep olmuş olabilir.
gerçi silah küçük kalibreye benzemiyor. ayrıca öyle olsa dahi o mesafeden mermi içerde kalır mı bilemedim.
ama video daha uzun olsa yavaş yavaş yayılan kan olurdu mutlaka, çok kısa video. devamı da çıkar zaten yakında o zaman görürüz.
gerçi silah küçük kalibreye benzemiyor. ayrıca öyle olsa dahi o mesafeden mermi içerde kalır mı bilemedim.
ama video daha uzun olsa yavaş yavaş yayılan kan olurdu mutlaka, çok kısa video. devamı da çıkar zaten yakında o zaman görürüz.
0
birader 12 kişi öldü ayıptır yahu.biraz ölülere saygınız olsun. sikkofield okuya okuya beyniniz sikkolaştı. ayıptır , ayıp.
benim yorumum bu .
benim yorumum bu .
0
Müslümanların genelde kafa kesme görüntülerine alışık olduğumuz için böyle şeyler inandırıcı gelmiyor galiba.
0
ak47 ile yakın mesafe kafaya ateş ediyor, normal şartlarda kafa parçalanır / beyin dağılır diyorlar. Bence mantıklı
Sokakta hiç bir yaya araç trafiği yok diyorlar, mantıklı
Çatıda videoyu çekenler, ateş anında en ufak bir tepki bile vermiyor, videoda titreme olmuyor diyorlar, mantıklı. Videoyu çeken adam görülüp vurulma riskini göze alamaz diyorlar o da mantıklı.
Videoda gözüken , mavi uzun kollu gömlek giyen adamda kurşun geçirmez yelek görüldüğü söyleniyor ama görmedim o yüzden bu konuda birşey diyemiyorum
Sokakta hiç bir yaya araç trafiği yok diyorlar, mantıklı
Çatıda videoyu çekenler, ateş anında en ufak bir tepki bile vermiyor, videoda titreme olmuyor diyorlar, mantıklı. Videoyu çeken adam görülüp vurulma riskini göze alamaz diyorlar o da mantıklı.
Videoda gözüken , mavi uzun kollu gömlek giyen adamda kurşun geçirmez yelek görüldüğü söyleniyor ama görmedim o yüzden bu konuda birşey diyemiyorum
0
dünyaca meşhur sanatçılarını öldürmeyi göze almış bir kumpasın varlığını ortaya çıkarmaksa bu teorinin amacı, böyle bir organizasyonun bir polis için bunca prodüksiyona ve riske gireceğini hiç sanmıyorum ben...
0
Işid jihadology'deki videolarını ve cinayetlerini izleyin. AK-47 ile işledikleri cinayetlerde, kurşun sıkıldığında hiç kan gelmiyor. Sadece giysi biraz havalanıyor. Kan akmaya sonradan başlıyor. O örnekleri görene kadar, silahla ateş edildiğinde kan sıçrar sanardım.
Ayrıca(sözüm sana değil), sosyal psikoloji hakkında gram bilgisi olmayan insanlar, yok 11 eylül'ü ABD yaptı, yok batı kendisini vuruyor diye konuşuyorlar. Halbuki söz konusu olayların toplumsal bilinçte açtığı yaralar üzerine düşünseler, bunun imkansızlığını fark ederler.
Ayrıca(sözüm sana değil), sosyal psikoloji hakkında gram bilgisi olmayan insanlar, yok 11 eylül'ü ABD yaptı, yok batı kendisini vuruyor diye konuşuyorlar. Halbuki söz konusu olayların toplumsal bilinçte açtığı yaralar üzerine düşünseler, bunun imkansızlığını fark ederler.
0
o kadar yakın mesafeden kafaya ateş edildiğinde hiç bir şeyin olmaması konusuna nasıl açıklama getiriliyor peki? Kan dışında.
0
işte bunlar hep amerikan filmleri. filmlerde gördükçe insanlar kan fışkırıyor, beyinler patlıyor falan sanıyor.
0
Askerliğini yapıp da AK-47 ve G-3 arasındaki farkı bilmeyen var mı? Yok. Ama bence bu video'nun saçma salak bir yorum olduğunu anlamak için bunu bilmek şart değil, azıcık sağ duyu ve mantık yeterli.
Bir şeyi kabul etmek istemediğinde, kabul ederse mavi ekran vereceği durumlarda komplo teorilerine başvurmak çok yaygın bir savunma psikolojisidir.
Zeitgeist ile başlayan şu "uyan, gözünü aç" temalarına da hastayım.
(bkz: zeitgeist the movie/@hiko seijuro)
Bir şeyi kabul etmek istemediğinde, kabul ederse mavi ekran vereceği durumlarda komplo teorilerine başvurmak çok yaygın bir savunma psikolojisidir.
Zeitgeist ile başlayan şu "uyan, gözünü aç" temalarına da hastayım.
(bkz: zeitgeist the movie/@hiko seijuro)
0
kan çıkma/çıkmama üzerine bina edilmesi bence de çok zayıf. izlediğimiz çoğu gerçek vurulma görüntülerinde (isis sniper headshot, baskın videoları vs) kan görünmüyor.
0
kan neyse de, olayla alakalı benim gördüğüm tek video bu. bu da öyle mükemmel bir açıdan çekilmiş ki, kötünün acımasızlığını iyinin masumluğunu trak diye ortaya koyuyor. videoyu çeken kişi hiç korkmuyor. hani kötü adam dönüp baksa fark etse tarayacak komple, ama adamda hiç geri vites yok. bu benim kafamı kurcalayan esas mesele.
0
eksimeksi
şöyle we need to talk about kevin ve gone girl tarzında bir dram gerilim filmi önerisi?
şöyle we need to talk about kevin ve gone girl tarzında bir dram gerilim filmi önerisi?
0
genel kanının aksine; "game"i hiç mi hiç beğenmediğimi söylemeliyim. sinemaya gidip de pişmanlık duyduğum ender filmlerden biridir.
0
siyah kuğu, aranofski'nin hastalıklı psikolojik yansıtmalarından biridir. çok hoşlandığımı söyleyemem ama seyredilmesi kayıp olmaz.
yetenekli bay ripli ise güzeldi...
yetenekli bay ripli ise güzeldi...
0
cenkist
-İslami teror ne zaman biter ?-Müslüman ülkeler müreffeh ülke seviyesine gelir mi?
-İslami teror ne zaman biter ?
-Müslüman ülkeler müreffeh ülke seviyesine gelir mi?
-Müslüman ülkeler müreffeh ülke seviyesine gelir mi?
0
islami terör, din eksenli siyaset bitmedikçe devam eder.
Din eksenli siyaset nasıl biter? insanlık medenileştikçe, iyi insan olmak için görünmeyen bir liderin kötülüğü yasaklayıp iyiliği korkuyla, azapla teşvik ettiğine inanmayı bırakınca biter.
dünyada en çok muridi bulunan din ne diyor? insan doğası kötüdür, insan günahkar doğar. var gerisini sen düşün.
Din eksenli siyaset nasıl biter? insanlık medenileştikçe, iyi insan olmak için görünmeyen bir liderin kötülüğü yasaklayıp iyiliği korkuyla, azapla teşvik ettiğine inanmayı bırakınca biter.
dünyada en çok muridi bulunan din ne diyor? insan doğası kötüdür, insan günahkar doğar. var gerisini sen düşün.
0
başta islam olmak üzere tüm dinler ve üzerine kurulmuş rant ağları, sömürü sistemi, kökleri ve simgeleri, toplumsal hayata etkileriyle birlikte yok edildiğinde. ki bu da salt şiddet ile değil, sınıf savaşı içinde, sınıf bilinci ile gerçekleşebilecek bir durum.
bireysel sorumluluk tarafından bakacak olursak, baskı ve şiddet gerektiriyor.
bireysel sorumluluk tarafından bakacak olursak, baskı ve şiddet gerektiriyor.
0
radikal düşünceler bitince. bu sadece islami terör için de geçerli değil, bütün katliamlar, terör olayları için geçerli. çünkü zaten terörün altında yatan sebep bu düşünceler.
o yüzden tüm radikal düşünceler ölsün bence.
o yüzden tüm radikal düşünceler ölsün bence.
0
Orta Doğu yanıp bitip kül olduğunda biter.
Müslüman ülkeler bu tembellik ile hiçbir yere gelemez. Türkiye de buna dahil.
Müslüman ülkeler bu tembellik ile hiçbir yere gelemez. Türkiye de buna dahil.
0
Sen bu terör olaylarını müslümanların yaptığını sanıyorsan ve inanıyorsan asla bitmez. Bu terör olaylarını yapanlar para ve makam karşılığı müslüman kimliği altında konuşan cübbeli serefsizlerden fazlası değil.
Kusura bakma, gerçekten Allah diyen adam gidip katliam yapmaz. Yapanlar da dediğim gibi para ve makam karşılığı kendini satanlar. Sosyal medyada gördüğün bütün sözde dinciler ruhunu satmış birer piçtir. Buna diyanet işleri bakanı denen gavat da dâhil.
Argo için özür dilerim. Tutamadım.
Kusura bakma, gerçekten Allah diyen adam gidip katliam yapmaz. Yapanlar da dediğim gibi para ve makam karşılığı kendini satanlar. Sosyal medyada gördüğün bütün sözde dinciler ruhunu satmış birer piçtir. Buna diyanet işleri bakanı denen gavat da dâhil.
Argo için özür dilerim. Tutamadım.
0
dünyada en çok muridi bulunan din ne diyor? insan doğası kötüdür, insan günahkar doğar. var gerisini sen düşün.
Emruzi +1
Birisi de diyorki alkol bir yılda bilmem kaç bin tane can almış. Ama kimse alkolü lanetlemiyor, terörist ilan etmiyor, alkolden korkmuyor. İnsan günahkardır, zayıftır suçlu kişidir. Irakta, afganistanda, aşıklar ve centilmenler ülkesi fransanın afrikada yaptıklarından ötürü hatta frasanın afrikadaki egemenliği biterse ekonominin büyük oranda zarar göreceği söylenirken kimse hristiyanlık terör dinidir demiyor. İslam terördür diyen malın flama taşıyanıdır. İslam terör değildir. Müslüman ülkeler yükselişe geçeceklerdir ama süreç vermek doğru olmaz. Zira batı elini çekmedikçe veya çektirilmedikçe. Suudi arabistandaki abd etkisi, birleşik arap emirliklerindeki, mısırdaki darbeyi yaptıran güçler. Yıllarca ülkeler sömürülsün kural belirleyiciler ve hüküm vericiler hep hain ve kullanılan olsun azıcık ses çıkartmaya çalışan susturulsun. Sonra müslüman ülkeler seviye atlayamaz olsun adı bu zulümün. Yavru kedinin dahi kuyruğuna basarsan döner tırmalar seni. Bazen tek şansı kalır insanların. Ve onu kullanır. İslam terördür diyen malın ötesinde bir mallık evresindedir.
Emruzi +1
Birisi de diyorki alkol bir yılda bilmem kaç bin tane can almış. Ama kimse alkolü lanetlemiyor, terörist ilan etmiyor, alkolden korkmuyor. İnsan günahkardır, zayıftır suçlu kişidir. Irakta, afganistanda, aşıklar ve centilmenler ülkesi fransanın afrikada yaptıklarından ötürü hatta frasanın afrikadaki egemenliği biterse ekonominin büyük oranda zarar göreceği söylenirken kimse hristiyanlık terör dinidir demiyor. İslam terördür diyen malın flama taşıyanıdır. İslam terör değildir. Müslüman ülkeler yükselişe geçeceklerdir ama süreç vermek doğru olmaz. Zira batı elini çekmedikçe veya çektirilmedikçe. Suudi arabistandaki abd etkisi, birleşik arap emirliklerindeki, mısırdaki darbeyi yaptıran güçler. Yıllarca ülkeler sömürülsün kural belirleyiciler ve hüküm vericiler hep hain ve kullanılan olsun azıcık ses çıkartmaya çalışan susturulsun. Sonra müslüman ülkeler seviye atlayamaz olsun adı bu zulümün. Yavru kedinin dahi kuyruğuna basarsan döner tırmalar seni. Bazen tek şansı kalır insanların. Ve onu kullanır. İslam terördür diyen malın ötesinde bir mallık evresindedir.
0
@cetoxim Abi oyle bir anlatmissin ki, resmen pasifligin es anlamlisi zannettim islami. Muhammed'den itibaren "acil susam acil" diye diye mi genisledi musluman topraklari? Kuruldugu gunden beri kan dokuyor olmasa inanabilirdik belki. :)
Tum dinler ayni seyler icin kullaniliyor, islamin farkli/daha iyi oldugunu gosteren bir sey yok.
@cenkist Soruna cevap degil, haliyle.
Tum dinler ayni seyler icin kullaniliyor, islamin farkli/daha iyi oldugunu gosteren bir sey yok.
@cenkist Soruna cevap degil, haliyle.
0
- herhangi bir olgu onu kullananlara çıkar sağlıyorsa, onun temadisi için sonuna kadar ya da daha verimli başka enstrümanlar geliştirilene kadar olanca çaba gösterilir.
- müslüman denen ülkelerin bir kısmında, batılı değerler anlamında olmasa da "mutmain" bir kitlenin varlığını göz ardı etmemeli. batılı değerler anlamında müreffeh olma ise bence bir devran meselesi. elbet o da bir gün olur; ama o günki müslümanlık, müslümanlar, devletler vs. bugünki gibi kalırlar mı, ondan kuşkuluyum!.. ayrıca o günü bizim kuşaklar göremez!
- müslüman denen ülkelerin bir kısmında, batılı değerler anlamında olmasa da "mutmain" bir kitlenin varlığını göz ardı etmemeli. batılı değerler anlamında müreffeh olma ise bence bir devran meselesi. elbet o da bir gün olur; ama o günki müslümanlık, müslümanlar, devletler vs. bugünki gibi kalırlar mı, ondan kuşkuluyum!.. ayrıca o günü bizim kuşaklar göremez!
0
@common of demons,
şu klasik mantığa bitiyorum. islam kurulduğu günden bu yana kan döküyor, demek ki islam terörerö.
valla o çok modern avrupa ve amerika da kuruldukları günden bu yana kan döküyorlar, diğer ülkeleri sömürüyorlar, hatta bunu bir de utanmadan demokrasi ve özgürlük götürme kisvesi altında yapıyorlar. 1. ve 2. dünya savaşını çıkartanlar müslümanlar değildi, dünyanın en modern ve sözde özgürlükçü ülkeleriydi, demek ki neymiş modernizm kan dökmek demekmiş. stalin ve mao azılı birer ateistti, ve sadece ikisi toplam tarihte müslümanların öldürdüğünden daha çok insanı katletti. demek ki neymiş, ateizm ölüm demekmiş.
15 yaşında olduğum için böyle über mantıklar kurabiliyorum, kusuruma bakmayın.
ha bi de şöyle bi bakış açısı mümkün. hangi dinden ve görüşten olursa olsun, iyi insanlar ve kötü insanlar vardır. dünyanın amına koyan da kötü insanlardır. neyse ki islam bize diyor ki o kötü insanları çok güzel bir son bekliyor öte tarafta. ama ateizm ve diğer özgürlükçü ideolojiler bize öyle bir şey söylemiyor. sırf bu yüzden bile islam'a inanmak adalet duygusuyla örtüşüyor.
şu klasik mantığa bitiyorum. islam kurulduğu günden bu yana kan döküyor, demek ki islam terörerö.
valla o çok modern avrupa ve amerika da kuruldukları günden bu yana kan döküyorlar, diğer ülkeleri sömürüyorlar, hatta bunu bir de utanmadan demokrasi ve özgürlük götürme kisvesi altında yapıyorlar. 1. ve 2. dünya savaşını çıkartanlar müslümanlar değildi, dünyanın en modern ve sözde özgürlükçü ülkeleriydi, demek ki neymiş modernizm kan dökmek demekmiş. stalin ve mao azılı birer ateistti, ve sadece ikisi toplam tarihte müslümanların öldürdüğünden daha çok insanı katletti. demek ki neymiş, ateizm ölüm demekmiş.
15 yaşında olduğum için böyle über mantıklar kurabiliyorum, kusuruma bakmayın.
ha bi de şöyle bi bakış açısı mümkün. hangi dinden ve görüşten olursa olsun, iyi insanlar ve kötü insanlar vardır. dünyanın amına koyan da kötü insanlardır. neyse ki islam bize diyor ki o kötü insanları çok güzel bir son bekliyor öte tarafta. ama ateizm ve diğer özgürlükçü ideolojiler bize öyle bir şey söylemiyor. sırf bu yüzden bile islam'a inanmak adalet duygusuyla örtüşüyor.
0
denildiği gibi politik bir güç olarak kullanılmadığı zaman. yani keskin bir şekilde çizgiler çekildiği zaman. eğitim seviyesi arttığı zaman. ortadoğu'daki kaynakların akıbeti belli olduğu zaman ya da tükendiği zaman, insanlar bireysel olarak zenginleştiği zaman.
0
@common of deamons
Muhammed sonrası kim islama bağlı yaşadı ki? İran mı müslüman, suriye mi, ırak mı, afganistan mı?
Hepsinde din adı altında siyaset yapılıp insanlara "sen inan, gerisini bize bırak" denilmedi mi?
Kendi kafalarına göre fetva verilmedi mi? Yoksa hz. Muhammed zamanında kim katliam yaptı?
Muhammed sonrası kim islama bağlı yaşadı ki? İran mı müslüman, suriye mi, ırak mı, afganistan mı?
Hepsinde din adı altında siyaset yapılıp insanlara "sen inan, gerisini bize bırak" denilmedi mi?
Kendi kafalarına göre fetva verilmedi mi? Yoksa hz. Muhammed zamanında kim katliam yaptı?
0
- terör?
- dinler arası dialog!
Taraflar birbirini tanıdığında kaynaştığında saldırılarla tarafları birbirlerine karşı kışkırtamazsın.
- dinler arası dialog!
Taraflar birbirini tanıdığında kaynaştığında saldırılarla tarafları birbirlerine karşı kışkırtamazsın.
0
son arap da dünya üzerinden silinince biter. muhammed büyük adammış, yarattığı islam biraz olsun bu arapları dizginlemeyi başarmış ama adamların içlerinde bu pislik olduğu sürece bu iş zor dostum zor.
0
islami terör yoktur, buna inanmak isteyen aptallar vardır. çünkü işinize öyle geliyor, bunu karşı tarafın kasıtlı planlamış olabileceği ihtimali aklınıza gelmiyor çünkü hoşunuza gitmiyor bu ihtimal.
0
he he, hep komplo teorisi zaten. islam hep barış ve kardeşlik dini, müslümanlar hep sevgi kelebeği.
0
İslam düşmanlarının islam'a karşı yaptığı terörün yanında, islami terör hiçbir şey bence. Bu "islama karşı yapılan terör" ün içine bu gibi sitelerde yapılan "islam dini törörüst" hönkürmeleri gibi birçok şey dahildir.
0
Ok once su noktayi tekrar edeyim, bence tum -organize, ibrahimik- dinler ayni seyler. Eger bu dinlere inaniyorsaniz, diger dinlerden komsu, arkadas edinmemeniz, kirbaclamayi(iskence), koturum birakmayi kabul edilebilir cezalandirmalar olarak gormeniz falan lazim. Cunku "gercek islam"i yasamadiklarini iddia ettiginiz insanlarin yaptigi sey de aslinda bu demin yazdiklarim. Yani "gercek islam"i asil siz takip etmiyorsunuz. Hele -buyuk ihtimalle- anadolu sunniligi gibi karman corman bir inanisi "gercek islam" olarak dusunmek, 1 milyardan fazla takipciye sahip bir dinden bahsettigimiz goz onune alindiginda, size bile komik gelmiyor mu biraz da olsa? Myanmar'daki muslumanlarla sizin inanisinizin ayni oldugunu mu zannediyorsunuz, degil yuzlerce yil onceki muslumanligi...
@del piero10 Bence benim belirttigim mantik, sizin yazdiginiz kadar "duz" degildi, cunku sizin verdiginiz ornekteki insanlarin hicbiri, yaptiklari eylemleri herhangi bir dine dayandirarak yapmadilar. Ne Stalin, ateist oldugu icin milyonlari oldurdu, ne de dunya savaslari din yuzunden ciktilar. Takdir edersiniz ki, bir muslumanin "islami yaymak" veya "muhammed'in intikamini almak"(ki bu da ayri bir komik, sen kimsin ki koca dinin peygamberinin intikamini alacaksin, gercekten rahatsiz edici bir durum olsa, allah dunyaya mudahalede bulunmaz mi?) Tyt bu konuya degindi belki ilginizi ceker: www.youtube.com
Kuran muritlerine "gidin islami yayin" diyor, tamam anladik her din popi olmak ister, ama 21. yuzyilda, bu zorla yapilabilecek bir sey mi? Hristiyanlar yuzyillar boyunca dunyanin 4 bir yanina misyonerler gonderdiler, bu adamlar ayni zamanda "kasif" gorevi de gorduler, kitaplar yazip dunyanin geri kalanina, gittikleri yerle ilgili bilgilerin ulasmasina araci oldular. Gunumuz muslumanlariysa "kafa kesip" guc gosterisi yaparak, allahu ekber diye bagira bagira "islam dunyayi fethedecek" diyorlar. (bu paragraf konudan bagimsiz gelisti)
Kimse cikip da avrupa kan dokmedi diyor sanki, olay bu mu? Neden "baris dini"nin muritleri, "muslumanlar kan dokuyor" denilince, "sanki kafir evropalilar dokmedi" diye savunma yapiyorlar? Bunu bir tek ben mi komik buluyorum? Ustune, eger muslumanlar, kolonyal donemde avrupalilar kadar geliskin olsalardi, oralari ele gecirip somurgelestirmez miydi zannediyorsunuz? Iber yarimadasini babam mi fethetti? Muslumanlar vizigotlardan guclulerdi ve topraklari aldilar, avrupalilar afrikalilardan guclulerdi ve topraklarini alip, kolelestirdiler. Gordugunuz uzere, dinden bagimsiz, gucle alakali.
Adalet konusunda ise, okuyunca sesli guldum, islami hukuk zaten barbarcayken(ve kadinlara karsi esit davranmazken), bir de "bu dunyada hesap vermeseler de olur, zaten cehenneme gidecekler" seklindeki "saf, kolayci ve yalandan" adalet hissine deginmeniz iyi olmus. Zaten avukatlar, savcilar, mahkemeler gereksiz, suclulari "allaha havale edip" "cehenneme gitmelerini" soyleyelim. Basiniza haksiz bir is gelince dava mi aciyorsunuz, bela mi okuyorsunuz ona gore konusun.
@cetoxim Muhammed zamaninda fethedilen yerlerin hepsi bariscil yollarla mi ele gecirilmis? Lafta baska inanclara saygili olan din, kabe'deki putlari kirdirmamis mi? Zaten inanclara saygili olan bir organize din fikri sacma, bu din fetih algisiyla genisliyorsa daha da sacma, din, saygili oldugu iddiasindaysa triple sacma.
tl;dr Ya islam her buyuk ve yayilmaci hedefleri olan din gibi savasla gelisti, ki zaten kuran'da da -sanirim gormek istemediginiz kadar- dusmanca ayet var. Ben islami olmadigi gibi gostermeye calismiyorum ki, bunu yapan siz muslumanlarsiniz. Acin kitabinizi okuyun ve ya orada yazdigi gibi yasamaya baslayin, ya da dini, "yok o oyle degil yææ" "gercek hali oyle degil yææ, en iyisini biz anadolulu sunni turkler biliriz" palavralarini birakin. Tek amacim islami dogru tanitmak vallahi billahi :<
@del piero10 Bence benim belirttigim mantik, sizin yazdiginiz kadar "duz" degildi, cunku sizin verdiginiz ornekteki insanlarin hicbiri, yaptiklari eylemleri herhangi bir dine dayandirarak yapmadilar. Ne Stalin, ateist oldugu icin milyonlari oldurdu, ne de dunya savaslari din yuzunden ciktilar. Takdir edersiniz ki, bir muslumanin "islami yaymak" veya "muhammed'in intikamini almak"(ki bu da ayri bir komik, sen kimsin ki koca dinin peygamberinin intikamini alacaksin, gercekten rahatsiz edici bir durum olsa, allah dunyaya mudahalede bulunmaz mi?) Tyt bu konuya degindi belki ilginizi ceker: www.youtube.com
Kuran muritlerine "gidin islami yayin" diyor, tamam anladik her din popi olmak ister, ama 21. yuzyilda, bu zorla yapilabilecek bir sey mi? Hristiyanlar yuzyillar boyunca dunyanin 4 bir yanina misyonerler gonderdiler, bu adamlar ayni zamanda "kasif" gorevi de gorduler, kitaplar yazip dunyanin geri kalanina, gittikleri yerle ilgili bilgilerin ulasmasina araci oldular. Gunumuz muslumanlariysa "kafa kesip" guc gosterisi yaparak, allahu ekber diye bagira bagira "islam dunyayi fethedecek" diyorlar. (bu paragraf konudan bagimsiz gelisti)
Kimse cikip da avrupa kan dokmedi diyor sanki, olay bu mu? Neden "baris dini"nin muritleri, "muslumanlar kan dokuyor" denilince, "sanki kafir evropalilar dokmedi" diye savunma yapiyorlar? Bunu bir tek ben mi komik buluyorum? Ustune, eger muslumanlar, kolonyal donemde avrupalilar kadar geliskin olsalardi, oralari ele gecirip somurgelestirmez miydi zannediyorsunuz? Iber yarimadasini babam mi fethetti? Muslumanlar vizigotlardan guclulerdi ve topraklari aldilar, avrupalilar afrikalilardan guclulerdi ve topraklarini alip, kolelestirdiler. Gordugunuz uzere, dinden bagimsiz, gucle alakali.
Adalet konusunda ise, okuyunca sesli guldum, islami hukuk zaten barbarcayken(ve kadinlara karsi esit davranmazken), bir de "bu dunyada hesap vermeseler de olur, zaten cehenneme gidecekler" seklindeki "saf, kolayci ve yalandan" adalet hissine deginmeniz iyi olmus. Zaten avukatlar, savcilar, mahkemeler gereksiz, suclulari "allaha havale edip" "cehenneme gitmelerini" soyleyelim. Basiniza haksiz bir is gelince dava mi aciyorsunuz, bela mi okuyorsunuz ona gore konusun.
@cetoxim Muhammed zamaninda fethedilen yerlerin hepsi bariscil yollarla mi ele gecirilmis? Lafta baska inanclara saygili olan din, kabe'deki putlari kirdirmamis mi? Zaten inanclara saygili olan bir organize din fikri sacma, bu din fetih algisiyla genisliyorsa daha da sacma, din, saygili oldugu iddiasindaysa triple sacma.
tl;dr Ya islam her buyuk ve yayilmaci hedefleri olan din gibi savasla gelisti, ki zaten kuran'da da -sanirim gormek istemediginiz kadar- dusmanca ayet var. Ben islami olmadigi gibi gostermeye calismiyorum ki, bunu yapan siz muslumanlarsiniz. Acin kitabinizi okuyun ve ya orada yazdigi gibi yasamaya baslayin, ya da dini, "yok o oyle degil yææ" "gercek hali oyle degil yææ, en iyisini biz anadolulu sunni turkler biliriz" palavralarini birakin. Tek amacim islami dogru tanitmak vallahi billahi :<
0
dead and broken
Selamlar arkadaşlar, soru başlıkta aslında ama biraz daha açayım doktora kabul şartlarına baktığımda hiçbir yerde göremedim ama mülakatta vs. yayın yapmış olmak veya olmamak bir fark yaratmakta mıdır? Ona göre hocalara yapışıcam yayın yapalım diye.
Selamlar arkadaşlar, soru başlıkta aslında ama biraz daha açayım doktora kabul şartlarına baktığımda hiçbir yerde göremedim ama mülakatta vs. yayın yapmış olmak veya olmamak bir fark yaratmakta mıdır? Ona göre hocalara yapışıcam yayın yapalım diye.
0
ABD'deki üniversitelerde hayati öneme sahip bu dediğiniz. Ama yaptığınız yayını önceden okurlar, mülakata girdiğinizde de yayınınızla alakalı size sorular sorarlar ve anlatmanızı da isterler.
0
okula göre değişebilmekle beraber, şart değil diye biliyorum. ama faydası olur tabi ki. yayın, başvurunun ciddiyetine işaret edebilir.
0
@hiko seijuro, yok hocam Türkiye için soruyorum ama bu bilgi de önemli tabii aklımın bir köşesine kazıdım. :)
0
@prhn, okuduğum okulda mezun olmak için yayın yapmış olma şartı yok. Tez dönemine geçilmeden bir dönem önce "seminer" alıyoruz. Onda da zaten makale formatında oluyor ve sunumunu yapıyoruz. Bize hakemli bir dergide yayın yap öyle mezun olursunuz diyen yok.
0
ya benim zamanımda da yüksek lisans bitirmek için yayın yapmış olmak gerekiyordu? prhn'nin dediği gibi biliyorum ben de yani ama mezun olalı 2.5 sene falan oldu. üniversitesine bağlı biraz da aslında ama bilkent, koç, sabancı vs gibi iyi olarak bilinen özel üniversitelere başvuracaksan ve okuldan/hocanın projesinden burs alma gibi bir durumun varsa, yayının olsa iyi olur. özellikle okul bursları için çok önemli yayınının olması.
0
açılın, en taze bilgilerimle ben geldim;
yüksek lisanstan mezun olabilmek için ya uluslar arası bir kongrede poster sunumu veya oral sunum yapmış olmak gerekiyor ya da hakemli bir dergide makale yayınlamış olmak gerekiyor. bunlardan biri olmadan mezun olunamıyor. yönetmelik böyle diyor.
doktora için yayın önemli pek tabii ama olması mecburi değil. mesela ben iki ay kadar önce mezun oldum ama hala bir yayınım yok. deneysel ve çok kişili bir konu olduğu için yüksek lisans bitmeden zaten istesem de yayın çıkaramazdım. hala daha hazırlıyoruz yayını.
yüksek lisanstan mezun olabilmek için ya uluslar arası bir kongrede poster sunumu veya oral sunum yapmış olmak gerekiyor ya da hakemli bir dergide makale yayınlamış olmak gerekiyor. bunlardan biri olmadan mezun olunamıyor. yönetmelik böyle diyor.
doktora için yayın önemli pek tabii ama olması mecburi değil. mesela ben iki ay kadar önce mezun oldum ama hala bir yayınım yok. deneysel ve çok kişili bir konu olduğu için yüksek lisans bitmeden zaten istesem de yayın çıkaramazdım. hala daha hazırlıyoruz yayını.
0
@sheisguilty, olsun ben bi mevzuata bakıcam pcye geçince :)
Hoşgeldin @devilred, 1 dönem sonunda tez dönemine geçecek bir yl öğrencisiyim ama senin dediğini hiç duymadım. Ne hocalarımdan ne de sbe personellerinden. Okuldan okula göre değişiyor diyebilir miyiz?
Hoşgeldin @devilred, 1 dönem sonunda tez dönemine geçecek bir yl öğrencisiyim ama senin dediğini hiç duymadım. Ne hocalarımdan ne de sbe personellerinden. Okuldan okula göre değişiyor diyebilir miyiz?
0
@dead and broke
şimdi şuradaki mevzuata baktım ben de, dediğime benzer bir şey göremedim. okuldan okula değişiyor olması kuvvetle muhtemel şu durumda.
www.yok.gov.tr
şimdi şuradaki mevzuata baktım ben de, dediğime benzer bir şey göremedim. okuldan okula değişiyor olması kuvvetle muhtemel şu durumda.
www.yok.gov.tr
0
tüm bu yazılan cevaplardan şu sonucu çıkarabilir miyim :)
sonuç:
yayın yapmak şart değil, olsa güzel olur :)
doğru mudur?
sonuç:
yayın yapmak şart değil, olsa güzel olur :)
doğru mudur?
0
@sheisguilty, yok benim amacım zaten o yayınların sadece doktora kabülüne bir etkisinin olup olmadığı, zaten doktora sonrası ünvan aldıktan sonra yaptığım çalışmalar önemlidir bana göre, ben de cv'me falan eklemem herhalde yl öğrencisiyken yaptığım çalışmayı. :)
0
yoo, cv'ne niye eklemiyorsun yl öğrencisiyken yaptığın çalışmayı? lisansı bile eklemelisin aslında. güzel bir şey yapıyorsun çünkü. sakın yaptığın işi küçümseyeyim deme haa! gelir tezlerimle döverim seni! (yüksek lisans tezini kendisi için bastırmamıştı.) :D
0
doktoraya başvuracağın üniversiteye ve bölüme bağlı. eğer mülakat yapılıyosa doktora kabulden önce yayın olması artıdır. ama çoğu ünide sadece not ortalaması ve ales puanı ile alındığı için 10 tane de yayın olsa malesef etkisi olmuyor.
0
ya okula göre çok değişiyor. mesela oxford öyle bir beklentimiz yok diyor açıkça başvuru şartlarında. başka okullar yayınlarınızı yazın diyorlar sanki herkesin olmalıymış gibi.
şart koşulmasa bile tabii ki her zaman avantajdır. ama çok da dert edilecek bir şey değil.
türkiye'deki durumu bilmiyorum, söylediklerim avrupa'daki gözlemlerimden.
şart koşulmasa bile tabii ki her zaman avantajdır. ama çok da dert edilecek bir şey değil.
türkiye'deki durumu bilmiyorum, söylediklerim avrupa'daki gözlemlerimden.
0
atomunicindekiduraganelektrondalgalari
bir olaya tutkuyla ilgili olan ve kahramanın gelişimini gösteren bir film,anime var mı? arkadaşlık kavramı da olsa super olur
bir olaya tutkuyla ilgili olan ve kahramanın gelişimini gösteren bir film,anime var mı? arkadaşlık kavramı da olsa super olur
0
0
kaze tachinu yu izledim başka bildiğiniz var mı?
0
onu da izledim baska var mı peki daha kısa olan.film de olabilir
0
0
death note'un yazarı ve çizerinin death note'tan sonraki serileri bu, tam da dediğin gibi;
(bkz: bakuman)
(bkz: bakuman)
0
bleach de var aynı klannnsmandan :D
not: gintama çok geyiktir, her ne kadar shounen olsa ve arkadaşlıktan, gelişimden falan bahsetse de, geyik olduğu için tüm ciddiyet felan bir anda gideeeaaahhahhahahahhahhaajdkkasdkaşdsşh çok komiktir kısacası, o yüzden tavsiye etmiyorum XD geri kalanlarının bir kısmı senin istediğin gibi ama shounen sınıfına girmezler, sen to chihiro kamikakushi gibi.
not: gintama çok geyiktir, her ne kadar shounen olsa ve arkadaşlıktan, gelişimden falan bahsetse de, geyik olduğu için tüm ciddiyet felan bir anda gideeeaaahhahhahahahhahhaajdkkasdkaşdsşh çok komiktir kısacası, o yüzden tavsiye etmiyorum XD geri kalanlarının bir kısmı senin istediğin gibi ama shounen sınıfına girmezler, sen to chihiro kamikakushi gibi.
0
Aklıma gelenler:
myanimelist.net (Tenis üzerine tutku ve gelişim)
myanimelist.net (Müzik grubu kurup, müzik tutkusu ile sıfırdan grubu büyütmeleri üzerine, hiç küçümsemeden izlemeni öneririm.
Sanırım gelişim ve konuya olan tutku ile alakalı daha iyilerini bulamazsın.
Hajime no Ippo'yu ise, izlemediysen yineliyorum.
myanimelist.net (Tenis üzerine tutku ve gelişim)
myanimelist.net (Müzik grubu kurup, müzik tutkusu ile sıfırdan grubu büyütmeleri üzerine, hiç küçümsemeden izlemeni öneririm.
Sanırım gelişim ve konuya olan tutku ile alakalı daha iyilerini bulamazsın.
Hajime no Ippo'yu ise, izlemediysen yineliyorum.
0
allstar
Tarafınızdan, okuluma teslim etmek üzere şirketinizde 1 şubat - 30 nisan tarihleri arasında staj yapacağımı belirten bir yazıya ihtiyacım var.Bu cümleryi ingilizceye çevirebilir misiniz?
Tarafınızdan, okuluma teslim etmek üzere şirketinizde 1 şubat - 30 nisan tarihleri arasında staj yapacağımı belirten bir yazıya ihtiyacım var.
Bu cümleryi ingilizceye çevirebilir misiniz?
Bu cümleryi ingilizceye çevirebilir misiniz?
0
i need a paper which shows that i will be intern at your firm between 1st feb and 30th april to deliver my university.
0
In order to submit to my school, I need a declaration from your side which states that I will do internship at your company between the dates 1st of February - 30th of April.
Bence my school kısmında, arkadaşların mektubu refere edeceği fakülte adını falan belirt ki onlara hitap ederek yazsınlar.
Bence my school kısmında, arkadaşların mektubu refere edeceği fakülte adını falan belirt ki onlara hitap ederek yazsınlar.
0
hiko seijuro +1
fosforlu cevriyenin çevirisi gündelik konuşma gibi olmuş. bir de paper olmamış.
fosforlu cevriyenin çevirisi gündelik konuşma gibi olmuş. bir de paper olmamış.
0
sulphur
bu lanet şeyi yazmam gerekiyor. herkes gibi ben de internette hayvanlar gibi araştırma yapıp bir türlü başlayamadım. tavsiye lazım. her şeyi bırakıp kaçasım var.
bu lanet şeyi yazmam gerekiyor. herkes gibi ben de internette hayvanlar gibi araştırma yapıp bir türlü başlayamadım.
tavsiye lazım. her şeyi bırakıp kaçasım var.
tavsiye lazım. her şeyi bırakıp kaçasım var.
0
tr üniversitelerinin hiçbirinde çok önemli değil. ama insan kendi imzasını taşıyacak bir yazının tatmin edici olmasını istiyor. o mektubu yazmak derttir.
yurtdışı için ise anahatlarıyla bir mektup yazacaksınız. göz ata ata, değişecek noktaları göreceksiniz. bir 2 hafta falan bu mektubu kırıp dökme ve yeniden oluşturma dönemi yaşanır.
ha son gün yazıp veren arkadaşım da oldu.
neden o alanda eğitim almak istediğiniz ve daha önce neler yaptığınızı özetleyeceksiniz kısaca.
yurtdışı için ise anahatlarıyla bir mektup yazacaksınız. göz ata ata, değişecek noktaları göreceksiniz. bir 2 hafta falan bu mektubu kırıp dökme ve yeniden oluşturma dönemi yaşanır.
ha son gün yazıp veren arkadaşım da oldu.
neden o alanda eğitim almak istediğiniz ve daha önce neler yaptığınızı özetleyeceksiniz kısaca.
0
ABD'deki okullara başvuruyorsunuz; okuyorlar. Bence sorunun başlayamamak. Yapman gereken ise hemen bir tane yazmak ve onun üzerinde 40 defa geçerek iyice mükemmelleştirmek. İlk taslağın iyi olması gerekmiyor.
0
yurt dışı için yazmaktayım. "iyi bir motivational letter seni kabul ettirebilir" diyenler de var epey. bu da açıkçası hiç yardımcı olmuyor. baskı daha da artmakta.
0
Stres altında böyle iki büklüm olup iş yapamıyorsan, korku artınca elin ayağın birbirine dolaşıyorsa bu iyi bir şey değil genç arkadaşım. Onun yerine icraata geç, bir şey yapmaya başla, düşünmek seni bir yere götürmez. Yaz bir taslak, ilk seferinde boktan olsun önemli değil, sonra onu düzelte düzelte iyileştir.
0
çok inanma o iyi bir mektup seni kabul ettirebilir geyiklerine. motivasyonunu ve alanla ilgili projelerini, çalışmalarını anlatıyorsun en fazla. kimse çalışmanı görmeden sadece title'a bakarak karar veremez bir şeye.
neye göre akredite edildiği belli olmayan üniversitelerinden 3.5+ gpa ile mezun olan çinli ve hintliler ise yazdıkları tornadan çıkma mektuplarla kabul alırlar.
yani kabul alabilecek seviyedeysen zeki bir kalemden çıkmış olduğu belli olan mektup diğer benzer adaylara göre fark yaratacaktır. ama notlarım pek iyi değil letterla telefi ederim düşüncesi, hayal.
neye göre akredite edildiği belli olmayan üniversitelerinden 3.5+ gpa ile mezun olan çinli ve hintliler ise yazdıkları tornadan çıkma mektuplarla kabul alırlar.
yani kabul alabilecek seviyedeysen zeki bir kalemden çıkmış olduğu belli olan mektup diğer benzer adaylara göre fark yaratacaktır. ama notlarım pek iyi değil letterla telefi ederim düşüncesi, hayal.
0
başladım yazmaya.
tübitak'a başvuru yaptım burs için cevap bekliyorum diye yazsam negatif mi olur acaba? (bitirme projesi için)
tübitak'a başvuru yaptım burs için cevap bekliyorum diye yazsam negatif mi olur acaba? (bitirme projesi için)
0
Benim danışman hocam motivasyon mektubumu beğendiğini özellikle belirtmişti ve kendin mi yazdın diye sormuştu, ardından da "bazı mektupları akşam evde açıp okuyuarak gülüyorum" minvalinde bir şey söylemişti. ABD'deki okullarda önemli olabiliyor yani bu olay, birinci elden biliyorum.
0
burcu terazi yukseleni akrep olan insan
Arkadaşlar kiraciyiz ve ev sahibinin evine ederinden fazla kira odememizi istemesinden dolayı evden cikicaz. Evi tutarken bir peşin kira ve bir kira bedeli depozito odedik. O zaman ev sahibi depozitoyi gerekirse çıkarken vereceğini ve son kirayı bizden almayacağını söyledi. Dun ise telefonda sadece
Arkadaşlar kiraciyiz ve ev sahibinin evine ederinden fazla kira odememizi istemesinden dolayı evden cikicaz. Evi tutarken bir peşin kira ve bir kira bedeli depozito odedik. O zaman ev sahibi depozitoyi gerekirse çıkarken vereceğini ve son kirayı bizden almayacağını söyledi. Dun ise telefonda sadece son Ay kira almayacağını ve depozitoyu geri vermeyeceğini söylemiş eşime. Ama öyle değildi diyince onların hesabi farklı oluyor. Depozito verilmez minvalinde birşeyler söylemiş. Bu isin aslını bilen varsa bir aydinlatirsa sevinirim.
0
depozito verilmez ne demek ya. dalga mı geçiyor adam mı seçiyor.
depozito verilir. depozito geri verilmek üzere alınır. kontrat üzerinde evin teslim alındığındaki koşullar yazar. evi aldığınız gibi teslim ederseniz depozitoyu kuruşuna kadar geri alırsınız. eğer evde onarılması/iyileştirilmesi gereken bir şey varsa bunun bedeli depozitodan düşülebilir ya da kendiniz onarıp yine depozitonun tamamını isteyebilirsiniz.
o ev sahibine de söyleyin, bir gün onu da sikerler adam olsun.
depozito verilir. depozito geri verilmek üzere alınır. kontrat üzerinde evin teslim alındığındaki koşullar yazar. evi aldığınız gibi teslim ederseniz depozitoyu kuruşuna kadar geri alırsınız. eğer evde onarılması/iyileştirilmesi gereken bir şey varsa bunun bedeli depozitodan düşülebilir ya da kendiniz onarıp yine depozitonun tamamını isteyebilirsiniz.
o ev sahibine de söyleyin, bir gün onu da sikerler adam olsun.
0
Bu peşin kiranin akıbeti ne oluyor peki bu durumda. Son ay kira odemiyor muyuz bu durumda?
0
Pardon da, bu soruyu sormanız bile kabahat. Ne yapacakmış depozito ile, gerkçesi neymiş, eve hasar vermişsiniz de onu mu tamir edecekmiş, evi mi boyatacakmış?
O depozitoyu alın. O Çirkefleşiyorsa, siz de diş gösterin. Bu kadar alttan almayın. Bu soruyu sormanız bile hata, ne demek lan depozitoyu vermemek?
O depozitoyu alın. O Çirkefleşiyorsa, siz de diş gösterin. Bu kadar alttan almayın. Bu soruyu sormanız bile hata, ne demek lan depozitoyu vermemek?
0
"son kirayı bizden almayacağını söyledi": kira zamanı gelecek ve siz kira vermeden bir ay oturacaksanız hesapta sıkıntı yok demektir. ödemeniz gereken kirayı depozitonuzdan mahsup edecek, alacak-verecek kalmayacak.
0
depozito bedeli ne kadar? elinizde kontrat var mı? kontratta kira artışı için ne kararlaştırılmış? size ihtarname çekti mi? kiralarınızı düzenli ödediniz mi? evde hasar var mı?
en önemli soru kiracı olarak haklarınızı biliyor musunuz?
en önemli soru kiracı olarak haklarınızı biliyor musunuz?
0
Simdi diyorim ki cahilligime verin. İlk ev ilk kiracilik deneyimim. depozito+1 peşin kira odedim eve girerken. Ben 1 peşin kirayı babasının hayrına mi vermiş oluyorum bu durumda?
0
depozito eve herhangi bir zarar vermeniz durumunda () ev sahibinin güvence olarak aldığı paradır. para değer kaybetmesin diye dolar euro üzerinden alınır çoğu zaman.
evi girdiğiniz gibi teslim ettiğinizde depozitonuzu eksiksiz alırsınız. Vermeme gibi bir ihtimal yok.
Peşin kira dediğiniz şey nedir?
Diyelimki evi ocak kirasını ve bir kira bedeli depozito vererek 1 ocakta kiraladınız. Bu durumda çıkarken geri alacağınız sadece depozito olur. Son ay kira vermezseniz depozitoyu almadan çıkarsınız.
Siz Eve girdiğiniz ayın kirasından hariç bir kira daha mı verdiniz? O zaman son ay kira vermezsiniz, depozitonuzu alırsınız.
evi girdiğiniz gibi teslim ettiğinizde depozitonuzu eksiksiz alırsınız. Vermeme gibi bir ihtimal yok.
Peşin kira dediğiniz şey nedir?
Diyelimki evi ocak kirasını ve bir kira bedeli depozito vererek 1 ocakta kiraladınız. Bu durumda çıkarken geri alacağınız sadece depozito olur. Son ay kira vermezseniz depozitoyu almadan çıkarsınız.
Siz Eve girdiğiniz ayın kirasından hariç bir kira daha mı verdiniz? O zaman son ay kira vermezsiniz, depozitonuzu alırsınız.
0
bizim sözleşmede yazana göre sözleşme bitiminde çıkarsam ilk peşin ödediğim kira son ay oturduğuma sayılıyo ve ekstradan alacak verecek kalmıyo. ama depozitoyu kesinlikle geri alıyosunuz öyle şey olmaz. sizden sonra gelen de kendi depozitosunu verecek öyle oturacak sonuçta. evsahibiniz de çok uyanıkmış. mutlaka isteyin depozitoyu
0
Hayır şöyle düşünmelisin, genelde kiralar gelecek ay için ödenir, yani 1 ocakta ödediğin kira ocak ayı için ödenmiştir, siz ilk girişte ödediğiniz kirayı ilk ayınız için ödemiş oldunuz ve bundan sonrakilerin tamamını gelecek ödediğiniz tarihin sonrası için ödemiş olmalısınız, bu durumda en aralık 1'de ödediğiniz kiradan sonra depozito ocak ayına sayılır 30 ocak gibi evi terk edersiniz, yani ödediğiniz ücretle kaldığınız ayları karşılaştırın.
0
Aynen girdigim aydan hariç bir kira bedeli daha odedim.martta tuttuk evi . mart kirası+ 1 kira peşin+ depozito.
0
O zaman dediğim gibi ya son ay kira vermeyip depozitonu alacaksın ya da son iki ay kira vermeyeceksin.
Ev sahibine aynen böyle söyle. Gak guk ederse son iki ay kira vermeden çıkarsın, alacağın kalmaz.
Ev sahibine aynen böyle söyle. Gak guk ederse son iki ay kira vermeden çıkarsın, alacağın kalmaz.
0
Evde oturduğumuz ilk sene 50 TL 2. Sene 150 TL zam yaptı. Bu sene 300 TL istiyormuş çünkü biz cok ucuza oturuyormusuz. Ulan evin banyo tavanı kafamiza coktu. Niyet zaten tasinmakti. Fakat biz çok arsız bir ev sahibine denk geldik. Sonra kendi oturduğu eve sigmadigini ve kendisinin bu eve taşınacağını söyledi. Kıtalarını gününden önce oderiz bu arada. Dun eşime telefonda teklifi gelin benim simdi oturdugum eve taşının çocuklar olmuş. Saka gibi tavuk buldu yolacak sanırım.
0
bakın, yukarıda biri sormuş kiracı olarak haklarınızı biliyor musunuz diye. lütfen araştırın. kimse size kontratınız devam ederken evden çıkmaya zorlayamaz. yasal oranın üzerinde zam yaparak yıldırmaya çalışamaz. sike sike geri adım attırırsınız o şerefsize. yasal haklarınızı kullanın. lütfen pabuç bırakmayın.
0
1. evden çıkmak istemiyorsanız kolay kolay sizi çıkaramaz. tabi ki üzerinize düşenleri yapan bir kiracıysanız.
2. kafasına göre zam yapamaz, yasal artış ne ise o kadar yapabilir.
3. bunları boş ver biz zaten çıkmak istiyoruz diyorsanız şu kafa karışıklığını gidermemiz lazım;
girdiğiniz mart ayının kirası ve artı verdiğiniz peşin kira nedir? orada bir yanlış anlama olmasın? gördüğünüz gibi bütün duyurucular şaşırdı buna.
kira zaten peşin ödenen bir şeydir, öder oturursunuz. evi ilk tutarken de belirli bir bedeli depozito olarak verirsiniz, eve bir hasar verirseniz buradan kesilsin diye.
isterseniz kontratı taratın bakalım.
2. kafasına göre zam yapamaz, yasal artış ne ise o kadar yapabilir.
3. bunları boş ver biz zaten çıkmak istiyoruz diyorsanız şu kafa karışıklığını gidermemiz lazım;
girdiğiniz mart ayının kirası ve artı verdiğiniz peşin kira nedir? orada bir yanlış anlama olmasın? gördüğünüz gibi bütün duyurucular şaşırdı buna.
kira zaten peşin ödenen bir şeydir, öder oturursunuz. evi ilk tutarken de belirli bir bedeli depozito olarak verirsiniz, eve bir hasar verirseniz buradan kesilsin diye.
isterseniz kontratı taratın bakalım.
0
obenbenol
ETS'nin sitesinde imzalı kimlik belgesi diyor. TC kimlikleri imzalı olmuyor (vatandaş tarafından). Bununla ilgili bilgisi olan var mı?
ETS'nin sitesinde imzalı kimlik belgesi diyor. TC kimlikleri imzalı olmuyor (vatandaş tarafından). Bununla ilgili bilgisi olan var mı?
0
Bununla ilgili herkesin bilgisi var. Aslında sözlükteki toefl başlıklarını okusan ilk 10 sayfadaki her 3-5 entry'sinden biri bundan bahsediyor.
Ya ehliyet olacak ya da pasaport. İmzalı belge şart.
eksisozluk.com
Ya ehliyet olacak ya da pasaport. İmzalı belge şart.
eksisozluk.com
0
silver apple
şaka değil. kurmaca olabilir mi?
şaka değil. kurmaca olabilir mi?
0
psikologlar bu durumu stocholm sendromu, vatandaş ise seversen sikilrisn sikersen sevilirsin olarak açıklıyor.
0
Hepsi kurgu ve şov. Sadece propaganda amaçlı kamera çekiyor diye değil, bizi asmasın diye, gönlünü hoş tutup daha çok yağlayalım da daha az insanı kurşuna dizsin diye.
Eric Cartman'ın diktatör olmuş hâli.
Eric Cartman'ın diktatör olmuş hâli.
0
Öyle bir şey vardı ki zaten. Yani eğer onu gördüğünde ağlamazsanız, sevinmezseniz asılıyorsunuz gibi bir şeydi. Kurmaca yani.
0
Belki de hallerine agliyorlardir. Mesela "AMK akil hastasi zirbo zicti agzimiza" falan gibi..
0
adamlar dogduklarindan bu yana agir bir sekilde propagandaya maruz kaliyorlar. disariya da acik olmadiklari icin devlet ne propaganda verirse onu yiyorlar. firavun gibi bir konumu olan birini sana da dogdugundan bu yana yari tanri diye deselerdi sen de onlar gibi hungur hungur aglardin.
0
Sarix
Barfiks iyi geliyor, bilekten dumbel indirip kaldırmanın pek faydasını görmedim, başka öneriler?
Barfiks iyi geliyor, bilekten dumbel indirip kaldırmanın pek faydasını görmedim, başka öneriler?
0
Deadlift. Ama ağır gireceksin ve strap kullanmayacaksın.
Şuradaki yazımı oku: www.eksiduyuru.com
Aynı zamanda reverse barbell curl ve behind the back wrist curl iyi hareketlerdir.
Şuradaki yazımı oku: www.eksiduyuru.com
Aynı zamanda reverse barbell curl ve behind the back wrist curl iyi hareketlerdir.
0
humancentipad
a) cavalacozb) demirhindic) kıtıpiyosd) haybecie) şorolapf) diğer (belirtiniz) .......
a) cavalacoz
b) demirhindi
c) kıtıpiyos
d) haybeci
e) şorolap
f) diğer (belirtiniz) .......
b) demirhindi
c) kıtıpiyos
d) haybeci
e) şorolap
f) diğer (belirtiniz) .......
0
Markacıdır, marka delisidir (kendinden çok elalem ne der diye düşünür)
Benim bu kişi, bende böyle düşünüyorum yalnız 2012 model tercihimdir :)
www.sahibinden.com
Benim bu kişi, bende böyle düşünüyorum yalnız 2012 model tercihimdir :)
www.sahibinden.com
0
sorunlarsorunlar
Uzun zamandır gülebileceğim komedi filmi izlemedim. Film önerir misiniz?Not: Eurotrip filmine çok güldüğümü hatırlıyorum. O tarz önerisi olan varsa daha güzel olur :)
Uzun zamandır gülebileceğim komedi filmi izlemedim. Film önerir misiniz?
Not: Eurotrip filmine çok güldüğümü hatırlıyorum. O tarz önerisi olan varsa daha güzel olur :)
Not: Eurotrip filmine çok güldüğümü hatırlıyorum. O tarz önerisi olan varsa daha güzel olur :)
0
@hiko seijuro
Road Trip ve The New Guy da izledim.
Aslında baya komedi filmi izlemişim ya.
Road Trip ve The New Guy da izledim.
Aslında baya komedi filmi izlemişim ya.
0
O zaman en başta izlediğin filmlerin listesini ver de burada tahmin oyunu oynamayalım.
0
@hiko seijuro
isimleri yazılınca aklıma geldi izlediğim kusura bakmayın.
isimleri yazılınca aklıma geldi izlediğim kusura bakmayın.
0
high hopes of the sozluk
http://www.zara.com/tr/en/sale/man/blazers/blue-knit-effect-blazer-c436046p2035543.htmlgenelde gömlek üzerine giymeyi düşünüyorum.
www.zara.com
genelde gömlek üzerine giymeyi düşünüyorum.
genelde gömlek üzerine giymeyi düşünüyorum.
0
Ben bundan aldım ve fırsat buldukça da severek giyiyorum. Birkaç defa ceketin güzelmiş lafını duydum, erkeklerden de nereden aldığımı soranlar oldu.
Şimdi indirime de girmiş, bu fiyatı kaçırma bence. İndirime gireceğini bilseydim ben de beklerdim. Tereddütün varsa git mağazada gör. Hırka gibi bir malzemesi var(tarif etmem güç), üzerinde dökümlü ve çok rahat duruyor. Dokusu da güzel. Bence her şeyi güzel, şimdi fiyatı da güzel olmuş.
Şimdi indirime de girmiş, bu fiyatı kaçırma bence. İndirime gireceğini bilseydim ben de beklerdim. Tereddütün varsa git mağazada gör. Hırka gibi bir malzemesi var(tarif etmem güç), üzerinde dökümlü ve çok rahat duruyor. Dokusu da güzel. Bence her şeyi güzel, şimdi fiyatı da güzel olmuş.
0
Ya mankene bile yakışmamış dedim ama altındaki eşofman mı neyse artık, o yüzden de kötü gözüküyor olabilir kararsız kaldım ben.
0
43% POLYESTER, 33% COTTON, 24% POLYAMIDE
polyestere bu kadar para verilmez. her yerde indirim var şu an. blazer ceketi network, beymen club, massimo dutti gibi markalardan almak daha mantıklı olur.
"ben mağazada denedim, üzerimde iyi durdu, çok sevdim" diyorsan o zaman al tabi.
polyestere bu kadar para verilmez. her yerde indirim var şu an. blazer ceketi network, beymen club, massimo dutti gibi markalardan almak daha mantıklı olur.
"ben mağazada denedim, üzerimde iyi durdu, çok sevdim" diyorsan o zaman al tabi.
0
bir dusuneyim
İki aydır tanıdığım ara görüştüğüm baya da hoşlandığım kıza açılmaya karar verdim. Kendi çapımda çiçekli falan bir sürpriz yapmayı planlıyorum. Ama çiçek seçimine karar veremedim. Gül çok abartı olur gibi geldi. Papatya düşünüyorum ama sıradan mı olur sanki. Görüşlerinize talibim :) Not: yaşlar yirm
İki aydır tanıdığım ara görüştüğüm baya da hoşlandığım kıza açılmaya karar verdim. Kendi çapımda çiçekli falan bir sürpriz yapmayı planlıyorum. Ama çiçek seçimine karar veremedim. Gül çok abartı olur gibi geldi. Papatya düşünüyorum ama sıradan mı olur sanki. Görüşlerinize talibim :)
Not: yaşlar yirmilerin başları
Not: yaşlar yirmilerin başları
0
Yirmilerin basi icin gül iyi de baslangic olur. Papatya pek tutmaz. Bi de bu yaslarda cicegin amaci bellidir ya.
Kir dugunu ister ama.
Kir dugunu ister ama.
0
Olum ne çiçeği ya?
Bak bir abin olarak söylüyorum, bu hareketi yapma. Eğer durumun karşılıklı olduğundan eminsen kıza ondan hoşlandığını söyleyebilirsin, ama en fazla bu kadar. Bunu söylemene rağmen seninle daha fazla görüşürse o zaman, takip eden buluşmalarda artan samimiyet ile birlikte elini tutmaktan başla, öpüşme ve sarılmaya kadar götür işi; sevgili oldunuz işte. Naif bir kardeşimiz olduğun için böyle kademeli ilerleme tavsiye ettim, yoksa...
Bunların hepsi tecrübe kazanmanız gereken dönemde test çözmek ile uğraştığınız için oluyor.
Çiçeği ameliyat olursa götürürsün.
Bak bir abin olarak söylüyorum, bu hareketi yapma. Eğer durumun karşılıklı olduğundan eminsen kıza ondan hoşlandığını söyleyebilirsin, ama en fazla bu kadar. Bunu söylemene rağmen seninle daha fazla görüşürse o zaman, takip eden buluşmalarda artan samimiyet ile birlikte elini tutmaktan başla, öpüşme ve sarılmaya kadar götür işi; sevgili oldunuz işte. Naif bir kardeşimiz olduğun için böyle kademeli ilerleme tavsiye ettim, yoksa...
Bunların hepsi tecrübe kazanmanız gereken dönemde test çözmek ile uğraştığınız için oluyor.
Çiçeği ameliyat olursa götürürsün.
0
abijim kizin sende gonlu yoksa icine dusecein durumu dusun. gul filan olmasin.
tut sacindan boyle, yumul dudagina.
tut sacindan boyle, yumul dudagina.
0
Bu durumu yaşamış ve çiçeği kendi götüne sokmuş bir arkadaş biliyorum. Acele etme çiçek yanlış şu anda.
0
çiçek alma diyenlere katılıyorum. sevgili olduktan sonra alırsın çiçeği. 20'lerin başındaysanız ufak da değilsiniz. akşam bi yere davet etsen, orada yakınlaşsanız olmuyo mu? illa kızı karşına oturtup konuşman gerekmiyor.
0
Çiçeğin farklı bir muhabbeti var aramızda. O yüzden durum biraz farklı. Tamam gemileri yaktım ben ama kızın da gönlü var gibi gibi yoksa böyle bir şeye cesaret edemem. Hepinize tek tek teşekkür ederim.
0
yanlış anlama bahsettiğin yaşlarda ne yaparsan yap çok abes olmaz içinden ne geliyorsa öyle yap;)
0
Yaptım gitti. Papatya aldım, çok seviyormuş papatyayı. İyi ki de yapmışım, isterse kır düğünü de yaparız zamanı gelince :) Hepinize tekrar teşekkürler :) :)
0
ihan
istanbulda sabah erkenden işe gideceğim bi başlıkta duyuruculardan biri motor suyu donabilir falan demişarabanın motor aksamından çok anlamam, sabah çok soğuk havada arabayı çalıştırmak zararlı mı ?motor suyu denen şey radyatör suyu mu?Bu su donar mı?Donarsa araba çalışır mı ? yani biraz aydınlatabi
istanbulda sabah erkenden işe gideceğim
bi başlıkta duyuruculardan biri motor suyu donabilir falan demiş
arabanın motor aksamından çok anlamam, sabah çok soğuk havada arabayı çalıştırmak zararlı mı ?
motor suyu denen şey radyatör suyu mu?
Bu su donar mı?
Donarsa araba çalışır mı ?
yani biraz aydınlatabilirseniz sakata gelmeyelim kış günü
not: araba dizel fiesta
bi başlıkta duyuruculardan biri motor suyu donabilir falan demiş
arabanın motor aksamından çok anlamam, sabah çok soğuk havada arabayı çalıştırmak zararlı mı ?
motor suyu denen şey radyatör suyu mu?
Bu su donar mı?
Donarsa araba çalışır mı ?
yani biraz aydınlatabilirseniz sakata gelmeyelim kış günü
not: araba dizel fiesta
0
1- Zararlı değil.
2- Evet, radyatör suyu.
3- Antifreeze içerdiği için donmaz.
4- Donarsa motor soğutulamaz ve yanar. Çalıştırılamaz diye bir şey yok.
Kısaca, aracınızın periyodik bakımları yaptırılmışsa dert etmeniz gereken bir şey yok.
2- Evet, radyatör suyu.
3- Antifreeze içerdiği için donmaz.
4- Donarsa motor soğutulamaz ve yanar. Çalıştırılamaz diye bir şey yok.
Kısaca, aracınızın periyodik bakımları yaptırılmışsa dert etmeniz gereken bir şey yok.
0
radyatör suyu donarsa, genleşme yüzünden motor bloğunuzu çatlatabilir. arabanız eskiyse, bi benzinlikte antifriz bomesine baktırın, eksikse tamamlasınlar.
not: bome-konsantrasyon. 50 50 olur genelde.
not: bome-konsantrasyon. 50 50 olur genelde.
0
Radyatör suyunda eksilme var mı? Şu anda kullanılmakta olan antifrizin tipi nedir ve servisi tarafından ne zaman değiştirildi? Bu soruların cevabını verirsen ben de sana ilave yapıp yapmaman gerektiğini söyleyebilirim.
İşlem yetkili servis tarafından yapıldıysa kitapçığında tavsiye edilen antifriz tipini ve tavsiye edilen değiştirme periyodunu da söyleyebilirsin.
İşlem yetkili servis tarafından yapıldıysa kitapçığında tavsiye edilen antifriz tipini ve tavsiye edilen değiştirme periyodunu da söyleyebilirsin.
0
Bafti'nin dediği çatlama için motorun çalışmasına gerek yok, çalışmadan da olabilir zaten durduğu yerde :)
Bence İstanbul'da sorun çıkaracak bir soğuk yok. Radyatör suyunda antifreeze vardır. Olmaması için geçmişte suyun bir sebepten dolayı boşalmış olması ve eşek kafalı birinin antifreeze olmadan yalnızca suyla doldurmuş olması gerekli.
Bence İstanbul'da sorun çıkaracak bir soğuk yok. Radyatör suyunda antifreeze vardır. Olmaması için geçmişte suyun bir sebepten dolayı boşalmış olması ve eşek kafalı birinin antifreeze olmadan yalnızca suyla doldurmuş olması gerekli.
0
what is love
sözlük hesabımdan girmeye çalışırken SABAHTAN BERİ, yaklaşık 10-12 saattir aynı hatayı alıyorum. kullanıcı girişinde ise hiçbir şekilde problem yok gördüğünüz gibi.banladınız mı olm beni naptınız?
sözlük hesabımdan girmeye çalışırken SABAHTAN BERİ, yaklaşık 10-12 saattir aynı hatayı alıyorum. kullanıcı girişinde ise hiçbir şekilde problem yok gördüğünüz gibi.
banladınız mı olm beni naptınız?
banladınız mı olm beni naptınız?
0
ben de aynı şeyi yaşıyorum sabahtan beri. cookie lermi silecekmişiz bi şey yapacakmışız.
0
hepinizin mi yedek kullanıcı hesabı var ya? 10-12 saattir hep buradayım galiba ben :/
0
Tanımıyom ki. Öyle diyorsan doğrudur banlardım herhalde
Yalnız burda benim yetkili olmam senin compu olma ihtimalinden düşük, rahat ol dostum
Yalnız burda benim yetkili olmam senin compu olma ihtimalinden düşük, rahat ol dostum
0
Ben bazen yaşıyorum aynı şeyi, bazen yaşamıyorum. İşten eve geldiğimde giremedim, sonra telefondan giremedim, şimdi ev bilgisayarının giresi tuttu. Yedeğim de yok, dışarı çıkar karla oynarım artık bir daha girmezse.
0
proculianus
Çalıştığım işyerinde çok mutsuzum. Eksileri ile artıları karşılaştırıyorum, eksileri ağır basıyor. Hatta artısı yok bile diyebiliriz. Ama belki objektif bakamıyorumdur. O yüzden size soruyorum. Durumumu ve iş yerinin özelliklerini sayıyorum;Ofiste 5 kişiyiz. Patron ve 4 işçisi. İşçilerden biri patro
Çalıştığım işyerinde çok mutsuzum. Eksileri ile artıları karşılaştırıyorum, eksileri ağır basıyor. Hatta artısı yok bile diyebiliriz. Ama belki objektif bakamıyorumdur. O yüzden size soruyorum. Durumumu ve iş yerinin özelliklerini sayıyorum;
Ofiste 5 kişiyiz. Patron ve 4 işçisi. İşçilerden biri patronun sevgilisi. Dolayısıyla torpilli ve aslında o da patron. Sağa sola emir yağdırıyor ve benim ofisim benim işyerim diye dolanıyor etrafta. Ayrıca bu kız tecrübe olarak hemen hemen benimle aynı konumda diyebiliriz.
İki sevgili de pintiliğin zirvesindeler. Ofisten çıktı almaya çekiniyorum. Fazla kağıt gidiyor diye laf ediyorlar. Ofisteki koltuklar, bilgisayarlar ve diğer malzemeler hep ikinci el.
Sabah kahvaltısı ve öğle yemeğini ofiste yiyoruz. Ama yemek yerken rahat değilim. Lokmalarım sayılıyormuş gibi hissediyorum. Doymadan kalkıyorum masadan. Onlar oturuyorsa oturuyoruz masaya. Onlar oturmuyorsa masaya oturup yemek yemeye çekiniyoruz.
Bazen öyle yaptıkları için sabah kahvaltı yapıp gidiyorum, dolayısıyla kahvaltı sofrasına oturmuyorum. Bu sefer de onlarla kahvaltı yapmadığım için surat yapıyorlar. Aynı zamanda bazı günler ofis dışında çalışıyorum akşama kadar ve dolayısıyla dışarıda yemek yiyorum. Yediğim yemeğin fiyatını da masrafa yazıyorum. Ona da surat yapıyorlar, masrafları kontrol ederken.
Normalde mesai saatleri haftaiçi 08.30-18.30, haftasonu 10.00-14.00. Ama tam çıkış saatine yakın bi iş kitliyorlar ve bitiremeden çıkamıyorsun ve bunu kesinlikle bilerek yapıyorlar. Tam saatimde çıktığımda ise sanki işten kaytarıyormuşum gibi hissediyorum. Suratlarından, tavırlarından böyle hissediyorum.
Bir gün öğleden sonrası için izin aldım. Ertesi günü yine ofis dışında olacaktım ve ofisten bir dosya almam gerekiyordu. Bana ofisten o dosyanın içeriğini mail atma olanakları varken beni gecenin bir yarısı ofise gönderdiler dosyayı almam için. Bunu da kesinlikle bilerek yaptılar, sırf yarım gün izin kullandım diye acısını çıkardılar. Normalde asla gitmezdim ama o dosyayla ilgili bilgi sahibi olmam gerekiyordu, kendileri de yardımcı olmadığı için saat 22.00'da ofise gidip dosyayı almak zorunda kaldım.
Gelelim niye dayandığıma. Kredi çektim, aylık kredi taksidim ve kredi kartı borcum var ve belli bir gelirimin olması gerekiyor. İşten çıkarsam 1-2 ay da olsa işsiz kalırım diye korkuyorum ve 1-2 ay da olsa sıkıntıya düşerim. Ailemin bana destek olma şansı yok çünkü onlarında kredi borçları var.
Burada çalışırken başka iş arayamıyorum. Çünkü takdir edersiniz ki böyle bir yerde iş görüşmeleri için izin almam kolay olmuyor. Her şeyi en ayrıntısına kadar irdeliyorlar ve ben yalan söyleme konusunda o kadar becerikli değilim.
Bir de şunu söylemem gerekiyor ki aslında ofisin sahibi gerçek patronum o kadar da kötü biri değil ama sevgilisi olan kız çok sinsi, kaprisli, kıskanç, dengesiz, kompleksli ve ikiyüzlü. Çok oldu belki ama gerçekten böyle. Adam sevgilisinin çok etkisinde kalıyor ve kesinlikle kılıbıklıktan sesini çıkaramıyor. Güya ofis onun, ama sevgilisi yönetiyor aslında ve adam da ona sözünü geçiremiyor. (ki burada erkeklerin bu tür salaklıklarına sinirlenemeden edemiyorum)
Kısacası böyle, çok mutsuzum, huzursuzum. Üzerimde sürekli bir baskı varmış gibi hissediyorum. Bana kendimi beceriksizmişim gibi hissettiriyorlar. Sadece 2 ay oldu burada işe başlayalı ama bana ömür gibi geldi. Sanki yıllardır buradaymışım gibi.
Artısı ne diye soracak olursanız, mesleğimle ilgili yeni şeyler görüyorum ve öğreniyorum. He onlar mı bana bir şey öğretiyor, hayır sadece ortam sağlıyorlar.
Aslında bu hafta maaşımı alacağım. Alacağım maaşla bir en fazla iki ay idare edebilirim. Ama annem çok üzülecek sıkıntıya düşerim diye korkuyor. Ama inanın dayanamıyorum. Diyorum ki maaşımı alıp işten çıkayım. Ama aileme söylemeyim. İşe gidiyormuş çıkarım evden, iş ararım. Bütün gün de kütüphanede takılırım kitap falan okurum. Annem üzülmemiş olur. Çok mu filmvari olur? Napayım kafayı yemek üzereyim. Hayatımda hiç bu kadar mutsuz olduğumu hatırlamıyorum. Kredi borcum olmasa çok çıkmıştım.
Uzun oldu ama umarım okursunuz sonuna kadar.
Teşekkürler.
Ofiste 5 kişiyiz. Patron ve 4 işçisi. İşçilerden biri patronun sevgilisi. Dolayısıyla torpilli ve aslında o da patron. Sağa sola emir yağdırıyor ve benim ofisim benim işyerim diye dolanıyor etrafta. Ayrıca bu kız tecrübe olarak hemen hemen benimle aynı konumda diyebiliriz.
İki sevgili de pintiliğin zirvesindeler. Ofisten çıktı almaya çekiniyorum. Fazla kağıt gidiyor diye laf ediyorlar. Ofisteki koltuklar, bilgisayarlar ve diğer malzemeler hep ikinci el.
Sabah kahvaltısı ve öğle yemeğini ofiste yiyoruz. Ama yemek yerken rahat değilim. Lokmalarım sayılıyormuş gibi hissediyorum. Doymadan kalkıyorum masadan. Onlar oturuyorsa oturuyoruz masaya. Onlar oturmuyorsa masaya oturup yemek yemeye çekiniyoruz.
Bazen öyle yaptıkları için sabah kahvaltı yapıp gidiyorum, dolayısıyla kahvaltı sofrasına oturmuyorum. Bu sefer de onlarla kahvaltı yapmadığım için surat yapıyorlar. Aynı zamanda bazı günler ofis dışında çalışıyorum akşama kadar ve dolayısıyla dışarıda yemek yiyorum. Yediğim yemeğin fiyatını da masrafa yazıyorum. Ona da surat yapıyorlar, masrafları kontrol ederken.
Normalde mesai saatleri haftaiçi 08.30-18.30, haftasonu 10.00-14.00. Ama tam çıkış saatine yakın bi iş kitliyorlar ve bitiremeden çıkamıyorsun ve bunu kesinlikle bilerek yapıyorlar. Tam saatimde çıktığımda ise sanki işten kaytarıyormuşum gibi hissediyorum. Suratlarından, tavırlarından böyle hissediyorum.
Bir gün öğleden sonrası için izin aldım. Ertesi günü yine ofis dışında olacaktım ve ofisten bir dosya almam gerekiyordu. Bana ofisten o dosyanın içeriğini mail atma olanakları varken beni gecenin bir yarısı ofise gönderdiler dosyayı almam için. Bunu da kesinlikle bilerek yaptılar, sırf yarım gün izin kullandım diye acısını çıkardılar. Normalde asla gitmezdim ama o dosyayla ilgili bilgi sahibi olmam gerekiyordu, kendileri de yardımcı olmadığı için saat 22.00'da ofise gidip dosyayı almak zorunda kaldım.
Gelelim niye dayandığıma. Kredi çektim, aylık kredi taksidim ve kredi kartı borcum var ve belli bir gelirimin olması gerekiyor. İşten çıkarsam 1-2 ay da olsa işsiz kalırım diye korkuyorum ve 1-2 ay da olsa sıkıntıya düşerim. Ailemin bana destek olma şansı yok çünkü onlarında kredi borçları var.
Burada çalışırken başka iş arayamıyorum. Çünkü takdir edersiniz ki böyle bir yerde iş görüşmeleri için izin almam kolay olmuyor. Her şeyi en ayrıntısına kadar irdeliyorlar ve ben yalan söyleme konusunda o kadar becerikli değilim.
Bir de şunu söylemem gerekiyor ki aslında ofisin sahibi gerçek patronum o kadar da kötü biri değil ama sevgilisi olan kız çok sinsi, kaprisli, kıskanç, dengesiz, kompleksli ve ikiyüzlü. Çok oldu belki ama gerçekten böyle. Adam sevgilisinin çok etkisinde kalıyor ve kesinlikle kılıbıklıktan sesini çıkaramıyor. Güya ofis onun, ama sevgilisi yönetiyor aslında ve adam da ona sözünü geçiremiyor. (ki burada erkeklerin bu tür salaklıklarına sinirlenemeden edemiyorum)
Kısacası böyle, çok mutsuzum, huzursuzum. Üzerimde sürekli bir baskı varmış gibi hissediyorum. Bana kendimi beceriksizmişim gibi hissettiriyorlar. Sadece 2 ay oldu burada işe başlayalı ama bana ömür gibi geldi. Sanki yıllardır buradaymışım gibi.
Artısı ne diye soracak olursanız, mesleğimle ilgili yeni şeyler görüyorum ve öğreniyorum. He onlar mı bana bir şey öğretiyor, hayır sadece ortam sağlıyorlar.
Aslında bu hafta maaşımı alacağım. Alacağım maaşla bir en fazla iki ay idare edebilirim. Ama annem çok üzülecek sıkıntıya düşerim diye korkuyor. Ama inanın dayanamıyorum. Diyorum ki maaşımı alıp işten çıkayım. Ama aileme söylemeyim. İşe gidiyormuş çıkarım evden, iş ararım. Bütün gün de kütüphanede takılırım kitap falan okurum. Annem üzülmemiş olur. Çok mu filmvari olur? Napayım kafayı yemek üzereyim. Hayatımda hiç bu kadar mutsuz olduğumu hatırlamıyorum. Kredi borcum olmasa çok çıkmıştım.
Uzun oldu ama umarım okursunuz sonuna kadar.
Teşekkürler.
0
psikolojin bozulacağına parasız kal daha iyi... git bimde kasiyerlik yap daha iyi..
0
en azından bir süre iş görüşmeleri yakalayıncaya kadar idare edin derim.
0
sektor ne? piyasada durum nasil? is sıkıntısı var mı? yok mu rahatlikla is bulabilir misin?
0
1- Ben herkese iş bulmadan işten çıkma derim. Sana bunu demiyorum. Bırak orayı. (Küfür etmeye başlasam duramayacağım, o yüzden etmiyorum)
2- İşten ayrılırsan annene söylememezlik gibi bir şey yapma. İşten ayrıl ve bunu ailenden saklama. Böyle bir yalana girersen, yalanın kesinlikle ortaya çıkar ve bunun saçma bir hareket olduğunu da o zaman anlarsın.
3- (1) no'lu maddede söylediğimi kredi borcu olana demesi kolay ama uygulaması zor elbette. Ben senin ne kadar zorlanacağını anlayamam. Bir şekilde kredi borcunu ödeyeceğini garnatileyebilirsen, gözünün yaşına bakma ve ayrıl.
2- İşten ayrılırsan annene söylememezlik gibi bir şey yapma. İşten ayrıl ve bunu ailenden saklama. Böyle bir yalana girersen, yalanın kesinlikle ortaya çıkar ve bunun saçma bir hareket olduğunu da o zaman anlarsın.
3- (1) no'lu maddede söylediğimi kredi borcu olana demesi kolay ama uygulaması zor elbette. Ben senin ne kadar zorlanacağını anlayamam. Bir şekilde kredi borcunu ödeyeceğini garnatileyebilirsen, gözünün yaşına bakma ve ayrıl.
0
bende bu hafta aynı soruyu sormuştum, kredin varsa iş bulmadan çıkma. yalan söyleme olayını da geiştir, ofis dışındayken görüşmeye gidebilirsin
0
Bence iş görüşmelerine gitmeye başla, bunun için de dişine bir kanal tedavisi hikayesi yaz, yalan olduğunu anlarlarsa da anlasınlar, en kötü ihtimalle kovarlar.
0
Ne iş yapıyorsunuz ve sektör ne merak ettim?
Nacizane yorumum kendi iyiliğiniz için orayı bırakın.
Nacizane yorumum kendi iyiliğiniz için orayı bırakın.
0
Merak edenlere, sektör hukuk. Çiçeği burnunda bir avukatım. Bu arada ben bütün bunlara sessiz kalmıyorum, bunu da belirteyim. Ama insanın kafası rahat olmuyor maalesef.
0
oha avukata bunlar yapılıyorsa düz işçi adam napsın. bas git istifayı ya da yırt o diplomayı zikerler öyle işi ya. eşek kadar adamların yaptığına bak hayvan oglu hayvanlar
0
Is gorusmesine gitmenin yasal bir yaptirimi yoksa acik acik de is gorusmesine gidiyorum diye, hatta digerlerini de fisekle got gibi kalsinlar
0
iş bulmadan iş değiştirmemeni öneririm. ayrıldıktan hemen sonra bir yere başlasan bile en azından bir ay maaş alamayacaksın. sabit ödemeler varken para bulamamak inan ki, seni daha çok sıkacak. tazminatımla işten çıkarken, elimdeki paranın bana 5 ay yeteceğini düşünmüştüm fakat anca 2 ay yetmişti yani evdeki hesap gerçekten de çarşıya uymuyor.
ayrıca şu anda çalıştığın yeri gözden çıkardıysan neden canını sıkmalarına izin veriyorsun ki? yakında ayrılacağın ve muhtemelen bir daha suratları görmeyeceğin insanların ne düşündüğü seni neden bu kadar geriyor ya da üzüyor? yeni bir iş bulana kadar öğrenebileceğin kadar işinle ilgili şeyler öğren ve en önemlisi insanları kafana mümkün olduğu kadar az takmayı öğrenmeye çalış. ben henüz yapamadım fakat girdiğim her yeni iş yerinde tahammül sınırımın arttığını hissediyorum. ayrıca o iş yerinde durduğun her gün sana kariyer nette tecrübeli gözüktüğün süre olarak geri dönüyor. bu bile evde oturup iş aramandan iyidir.
ayrıca şu anda çalıştığın yeri gözden çıkardıysan neden canını sıkmalarına izin veriyorsun ki? yakında ayrılacağın ve muhtemelen bir daha suratları görmeyeceğin insanların ne düşündüğü seni neden bu kadar geriyor ya da üzüyor? yeni bir iş bulana kadar öğrenebileceğin kadar işinle ilgili şeyler öğren ve en önemlisi insanları kafana mümkün olduğu kadar az takmayı öğrenmeye çalış. ben henüz yapamadım fakat girdiğim her yeni iş yerinde tahammül sınırımın arttığını hissediyorum. ayrıca o iş yerinde durduğun her gün sana kariyer nette tecrübeli gözüktüğün süre olarak geri dönüyor. bu bile evde oturup iş aramandan iyidir.
0
KidLazer
selamtuzla mermerciler sanayi sitesine gitmem gerek.şöyle bi planım var:altunizade --> KadıköyKadıköy --(metro ile)--> KartalKartal --(minibüs)--> tuzla içmeler köprüsüsorum şu: kartal metrodan çıkınca nereye gitmem lazım dolmuşlar nerden kalkar/geçer?? başka hain bi planınız varsa ona da uyabilirim
selam
tuzla mermerciler sanayi sitesine gitmem gerek.
şöyle bi planım var:
altunizade --> Kadıköy
Kadıköy --(metro ile)--> Kartal
Kartal --(minibüs)--> tuzla içmeler köprüsü
sorum şu: kartal metrodan çıkınca nereye gitmem lazım dolmuşlar nerden kalkar/geçer??
başka hain bi planınız varsa ona da uyabilirim
tuzla mermerciler sanayi sitesine gitmem gerek.
şöyle bi planım var:
altunizade --> Kadıköy
Kadıköy --(metro ile)--> Kartal
Kartal --(minibüs)--> tuzla içmeler köprüsü
sorum şu: kartal metrodan çıkınca nereye gitmem lazım dolmuşlar nerden kalkar/geçer??
başka hain bi planınız varsa ona da uyabilirim
0
Kartal metrodan çıkınca pendik-tuzla yazan bi çıkış var. O sizi götürür.
Saat musaitse, trafik olmayan bir saatse boğaziçi köprüden gelip Tuzla'dan geçen 500es var. Tek vasıta, oh mis.
Saat musaitse, trafik olmayan bir saatse boğaziçi köprüden gelip Tuzla'dan geçen 500es var. Tek vasıta, oh mis.
0
Kartal metro durağı zaten E-5 üzerinde. E-5 üzerinden de Gebze-Harem'lere binerek İçmeler köprüsünde inebilirsin. Tuzla minibüslerine de "geçiyor musunuz?" diye sorabilirsiniz.
0
İçmeler köprüsünde ineceksen eğer direkt e5'ten Harem Gebze minibüslerine bin.
E5'ten 130A ya da 500Es'e de binip İçmeler köprüde inebilirsin.
E5'ten 130A ya da 500Es'e de binip İçmeler köprüde inebilirsin.
0
adsiz bmp
Fargo, the way back, shining vb kar kış temalı film önerileriniz nelerdir ?
Fargo, the way back, shining vb kar kış temalı film önerileriniz nelerdir ?
0
0
Komediden gidersek evde tek basina 1 ve 2 ile salak ile avanak ilk aklima gelenler.
Nuri bilgenin uzak filmi kis uykusundan daha kistir bence. Hatta iklimler filminin ikinci yarisi da kis ayinda gecer. Adi ustunde iklimler zaten.
Kurosawa'nin dersu uzala'si iyidir.
Korku filmi olarak the thing iyidir. Ikisini de izle. Ikinci thing yeniden cevrim degil zaten ilkinin devami niteliginde.
Reha erdem'in kosmos'u ile final yapabilirsin.
Nuri bilgenin uzak filmi kis uykusundan daha kistir bence. Hatta iklimler filminin ikinci yarisi da kis ayinda gecer. Adi ustunde iklimler zaten.
Kurosawa'nin dersu uzala'si iyidir.
Korku filmi olarak the thing iyidir. Ikisini de izle. Ikinci thing yeniden cevrim degil zaten ilkinin devami niteliginde.
Reha erdem'in kosmos'u ile final yapabilirsin.
0
sahtepetrucci
Aramızda maliyeci arkadaşlar varsa ve yardımcı olabilirlerse çok sevinirim. Kanada'daki bir firmaya Türkiye'den ara sıra web işi yapıyordum, aramızdaki iş ilişkisi gelişti ve bu sene itibarıyla artık full time olarak sabit bir ücret karşılığı çalışmaya başlıyorum.Bakındığım bazı sitelerde bu durumun
Aramızda maliyeci arkadaşlar varsa ve yardımcı olabilirlerse çok sevinirim. Kanada'daki bir firmaya Türkiye'den ara sıra web işi yapıyordum, aramızdaki iş ilişkisi gelişti ve bu sene itibarıyla artık full time olarak sabit bir ücret karşılığı çalışmaya başlıyorum.
Bakındığım bazı sitelerde bu durumun vergi muafiyetine tabii olduğuyla ilgili bir şeyler okudum ama emin olamadım.
İlgilenenler için, şöyle bir alıntıya rastgeldim:
"Bu hükme göre, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi kurumların bünyesinde çalışan hizmet erbabına ödenen ücretlere bu istisnanın uygulanabilmesi için;
1-Türkiye'de hizmet arz eden gerçek kişinin bağlı olduğu işverenin dar mükellef kurum olması, bu kurumun da Türkiye'de hiçbir şekilde kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunmaması,
2-Dar mükellef kurumda çalışan kişinin hizmet erbabı ve yapılan ödemenin de ücret nitelinde olması,
3-Dar mükellef kurumun Türkiye'de personeline yapılacak ödemenin bu kurumun yurtdışı kazançlarından karşılanması,
4-Ücretin döviz olarak ödenmesi, (Yurt dışından döviz olarak gelen paraların Merkez Bankası veya diğer bankalarda bozdurularak Türk parası olarak ödendiğinin belgelenmesi halinde de bu şart yerine getirilmiş sayılır.)
5-Ödenen ücretin dar mükellef kurumun Türkiye'deki hesaplarına gider olarak kaydedilmemesi"
Şimdi benim durumum bu şartları karşılıyor mu? Bu durumda, şahıs firması kurmaksızın her ay düzenli olarak Kanada'dan USD olarak ödeme alabilir miyim? Bunu yapabilmek için herhangi bir beyanda bulunmam gerekecek mi? Aydınlatan olabilirse çok sevinirim.
Bakındığım bazı sitelerde bu durumun vergi muafiyetine tabii olduğuyla ilgili bir şeyler okudum ama emin olamadım.
İlgilenenler için, şöyle bir alıntıya rastgeldim:
"Bu hükme göre, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tabi kurumların bünyesinde çalışan hizmet erbabına ödenen ücretlere bu istisnanın uygulanabilmesi için;
1-Türkiye'de hizmet arz eden gerçek kişinin bağlı olduğu işverenin dar mükellef kurum olması, bu kurumun da Türkiye'de hiçbir şekilde kazanç elde edecek şekilde faaliyette bulunmaması,
2-Dar mükellef kurumda çalışan kişinin hizmet erbabı ve yapılan ödemenin de ücret nitelinde olması,
3-Dar mükellef kurumun Türkiye'de personeline yapılacak ödemenin bu kurumun yurtdışı kazançlarından karşılanması,
4-Ücretin döviz olarak ödenmesi, (Yurt dışından döviz olarak gelen paraların Merkez Bankası veya diğer bankalarda bozdurularak Türk parası olarak ödendiğinin belgelenmesi halinde de bu şart yerine getirilmiş sayılır.)
5-Ödenen ücretin dar mükellef kurumun Türkiye'deki hesaplarına gider olarak kaydedilmemesi"
Şimdi benim durumum bu şartları karşılıyor mu? Bu durumda, şahıs firması kurmaksızın her ay düzenli olarak Kanada'dan USD olarak ödeme alabilir miyim? Bunu yapabilmek için herhangi bir beyanda bulunmam gerekecek mi? Aydınlatan olabilirse çok sevinirim.
0
Aynı durumdayız: www.eksiduyuru.com
Karşılamıyor. Çifte vergilendirme yasası diye bir yasa var ama o da bizi kapsamıyor. Bir gün maliye'den, maaşımızı aldığımız SWIFT'ler ile alakalı olarak yazı alıp görüşme için çağrılmayı bekliyoruz (Bu oluyor, şaka değil).
Karşılamıyor. Çifte vergilendirme yasası diye bir yasa var ama o da bizi kapsamıyor. Bir gün maliye'den, maaşımızı aldığımız SWIFT'ler ile alakalı olarak yazı alıp görüşme için çağrılmayı bekliyoruz (Bu oluyor, şaka değil).
0
Yanıtınız için teşekkür ederim. Maliye'den çağrıldıktan sonraki süreçle ilgili net bir bilgi yok ama sanırım? :)
0
evrenos gazi
Bir gun cok kallavi bir ortamda sushi yenikdi, ben de yedim ortami bozmamak icin. Cok begenmistim. Masa donatilmisti. Simdi yemek istiyorim ama o yediklerimin adini bilmiyorum hic. Etilerde akmerkezin karsisinda br yer var. orda yemek istesem bir menu falan var mi. ne isteyecegim. Fiyatlari nedir?Bi
Bir gun cok kallavi bir ortamda sushi yenikdi, ben de yedim ortami bozmamak icin. Cok begenmistim. Masa donatilmisti.
Simdi yemek istiyorim ama o yediklerimin adini bilmiyorum hic. Etilerde akmerkezin karsisinda br yer var. orda yemek istesem bir menu falan var mi. ne isteyecegim. Fiyatlari nedir?
Bir de su cubukalari kullanmasam cok mu abes olur? Ne icilir yaninda bu arada?
edit: www.sushico.com.tr
benim yediğim şu menu 5'e benziyordu. yanında soya salatası falan vardı.
Simdi yemek istiyorim ama o yediklerimin adini bilmiyorum hic. Etilerde akmerkezin karsisinda br yer var. orda yemek istesem bir menu falan var mi. ne isteyecegim. Fiyatlari nedir?
Bir de su cubukalari kullanmasam cok mu abes olur? Ne icilir yaninda bu arada?
edit: www.sushico.com.tr
benim yediğim şu menu 5'e benziyordu. yanında soya salatası falan vardı.
0
Menü var, birden fazla kişi giderseniz set menüler de var.
Genel olarak nigiri'ler üzeri balık altı pirinç olanlar, maki'ler klasik formda olanlar. İçlerindekine göre isimleri değişiyor ama en çok bunlar yenir genelde.
Genel olarak nigiri'ler üzeri balık altı pirinç olanlar, maki'ler klasik formda olanlar. İçlerindekine göre isimleri değişiyor ama en çok bunlar yenir genelde.
0
Sushi yerken neyle yeniyor çıbık kullanılmazsa? Direk elle mi dalıyoruz?
0
Sushi yerken çubuk kullanılmadığını ilk defa duyuyorum (okuyorum). Sushi çok severim, çok farklı mekanlarda (yurtdışında da) yedim ve her seferinde çubukla servis yapıldı.
Dediğin yer Jong Hwa sanırım. Oranın sushisi güzel. Menülerine yemeksepetinden de bakabilirsin. Yanında ne istersen iç. Senin damak tadınla alakalı içecek seçimin. Ben ya sake (Japon içkisi) içerim, ya beyaz şarap ya da bira. Alkolsüz olarak kola güzel olur.
Dediğin yer Jong Hwa sanırım. Oranın sushisi güzel. Menülerine yemeksepetinden de bakabilirsin. Yanında ne istersen iç. Senin damak tadınla alakalı içecek seçimin. Ben ya sake (Japon içkisi) içerim, ya beyaz şarap ya da bira. Alkolsüz olarak kola güzel olur.
0
Japonya'da restoranlarda yosun ile sarılı olan sushi'leri parmak ile yosunlardan tutarak yiyebiliyorlar. Ama orada takıldığım Japon arkadaşlar pirinç ya da balığa el ile dokunarak yemenin hoş olmadığını söylediler, onlara chopstick'ler ile girişirdik.
Mesela kimi yer balık ve pirinç birbirinden ayrılmasın diye nigiri'lerin etrafına ince yosun şerit sarabiliyor; o zaman oradan el ile tutup yiyorlar. Ama yosun ile bağlamamışsa chopstick kullanıyor.
Ağzımı sulandırdınız lan akşam akşam.
Mesela kimi yer balık ve pirinç birbirinden ayrılmasın diye nigiri'lerin etrafına ince yosun şerit sarabiliyor; o zaman oradan el ile tutup yiyorlar. Ama yosun ile bağlamamışsa chopstick kullanıyor.
Ağzımı sulandırdınız lan akşam akşam.
0
@donut
İstanbul'da sushi yediğim her mekanda servis çubuk ile yapıldı ve tüm müşteriler de çubukla yiyorlardı. Yosuna sarılı olanlar elle yenebilir dağılmayacakları için ama ben onları da çubukla yiyorum. Elle yiyeni görmedim. Asya'da adet nasıldır onu bilmiyorum. İstanbul'da Sushico'da da çubukla servis ediliyor, Hilton Dragon'da da... Londra Nobu'da da (en meşhur Japon restoranlarından biri)...
Masada sadece sushi varken de bu şekilde oluyor. Çoğunlukla sadece sushi yerim.
Edit: İlave yaptım.
Bir ilave daha yapayım:
Unagi, Jong Hwa'da çok parlak değil. Sushico'da daha iyi.
İstanbul'da sushi yediğim her mekanda servis çubuk ile yapıldı ve tüm müşteriler de çubukla yiyorlardı. Yosuna sarılı olanlar elle yenebilir dağılmayacakları için ama ben onları da çubukla yiyorum. Elle yiyeni görmedim. Asya'da adet nasıldır onu bilmiyorum. İstanbul'da Sushico'da da çubukla servis ediliyor, Hilton Dragon'da da... Londra Nobu'da da (en meşhur Japon restoranlarından biri)...
Masada sadece sushi varken de bu şekilde oluyor. Çoğunlukla sadece sushi yerim.
Edit: İlave yaptım.
Bir ilave daha yapayım:
Unagi, Jong Hwa'da çok parlak değil. Sushico'da daha iyi.
0
japonyada sushi yemiş biri olarak sushi tabi ki chopstickle yenir lan saçmalamayın diyorum. ayıp olan chopsticki şiş gibi sushiye saplayıp öyle yemek. denildiği gibi elle de yeniliyor ve kabalık sayılmaz o da.
ne sevdiğinizi bilmiyorsanız set menülerden alın. sevdiklerim şunlar benim
toro: tuna (bir kaç tane daha ton balığı var gerçi yağlı az yağlı falan diye tipleri var)
ebi: karides
kani: yengeç
sake: somon
unagi: yılan balığı (bu çok lezzetli oluyor ismine aldanmadan mutlaka deneyin)
ne sevdiğinizi bilmiyorsanız set menülerden alın. sevdiklerim şunlar benim
toro: tuna (bir kaç tane daha ton balığı var gerçi yağlı az yağlı falan diye tipleri var)
ebi: karides
kani: yengeç
sake: somon
unagi: yılan balığı (bu çok lezzetli oluyor ismine aldanmadan mutlaka deneyin)
0
Arttırıyorum!
Dün izlediğim belgeselde Japon abla bayağı elle yendiğini, işini bilen Japon'un kasesine azıcık soya sosu döktüğünü, wasabiyle falan da karıştırılmadığını, zaten wasabi'nin yapılırken konduğunu söyledi. Batı usulü sushilere wasabi konmuyormuş batılılar sevmiyor diye.
Dün izlediğim belgeselde Japon abla bayağı elle yendiğini, işini bilen Japon'un kasesine azıcık soya sosu döktüğünü, wasabiyle falan da karıştırılmadığını, zaten wasabi'nin yapılırken konduğunu söyledi. Batı usulü sushilere wasabi konmuyormuş batılılar sevmiyor diye.
0
hesabım silindi kırgınım modlar
zaten pazar günü malum:/film iyice ağırlaştırır mı izliyim mi?@hiko seijuro editledim, teşekkür ediyorum:)
zaten pazar günü malum:/
film iyice ağırlaştırır mı izliyim mi?
@hiko seijuro editledim, teşekkür ediyorum:)
film iyice ağırlaştırır mı izliyim mi?
@hiko seijuro editledim, teşekkür ediyorum:)
0
Filmin adı Fury, tek r ile.
Furry daha başka bir şey :) (bkz: furry/@hiko seijuro)
İzle bu arada, çok numarası olmasa da Pazar günlük bir film.
Furry daha başka bir şey :) (bkz: furry/@hiko seijuro)
İzle bu arada, çok numarası olmasa da Pazar günlük bir film.
0
kullanıcı adı
Selamlar,Siz saygıdeğer alışveriş gurularına hürmetlerimi sunarım.Camper markası yüzde otuz indirime girmiş. Merak ettiğim, biraz beklesek yüzde elli indirime girer mi?Girmişliği var mı, girerse ne zaman girer?Ayacıklarını hiç ağrımasın.
Selamlar,
Siz saygıdeğer alışveriş gurularına hürmetlerimi sunarım.
Camper markası yüzde otuz indirime girmiş. Merak ettiğim, biraz beklesek yüzde elli indirime girer mi?
Girmişliği var mı, girerse ne zaman girer?
Ayacıklarını hiç ağrımasın.
Siz saygıdeğer alışveriş gurularına hürmetlerimi sunarım.
Camper markası yüzde otuz indirime girmiş. Merak ettiğim, biraz beklesek yüzde elli indirime girer mi?
Girmişliği var mı, girerse ne zaman girer?
Ayacıklarını hiç ağrımasın.
0
ViaPort AVM'de (Sabiha Gökçen'in oradaki) "ReCamper" outlet mağazası var. Her modeli indirimde değil, çok satılan meşhur modellerini indirime sokmuyorlar ama arada bir uğrarsan iyi ayakkabıları yarı fiyatına denk getirebilirsin.
Soruna cevap olarak da: %30'dan daha fazla indirim bulamazsın.
Soruna cevap olarak da: %30'dan daha fazla indirim bulamazsın.
0
physcos physcos
.. ne yapilir? Biseyler icirsem? Ne icireyim? Durum biraz acil.
.. ne yapilir? Biseyler icirsem? Ne icireyim? Durum biraz acil.
0
Kusmuş işte iyi. Yatsın uyusun. Yiyebilecek gibiyse bi dilim ekmek falan yedir midesini tutsun, yanına da su koy, gece içsin susarsa.
0
hepsini kusmadan rahatlamaz hızlı hızlı ılık su içirin hepsini kussun bi rahatlasın sonra alka seltzer varsa onu içsin.
0
Aynen tam kusamadi. Yarin da sorarim artik kocayi bosasam mi diye. Hoff.sagolun arkadaslar
0
Bu iş aslında o kadar basit değil. Düşük de olsa bir kötü olma ihtimali var. Uyurken tekrar kusabilir ve alkol zehirlenmesi geçirmişse kustuğunda bilinci açılmayabilir, bu da nefes borusunun tıkanarak ölümüne sebep olabilir.
Bir defa düz yatırmamanız lazım, oturur pozisyonda uyutmanız gerekiyor (çekyat/koltuk). Yatarken kusarsa kendini boğabilir. Gece boyunca da birisi izlemeli. Gece eğer dudakları ya da parmak uçları morarırsa ambulans çağırmanız lazım. Nefes alış verişinin yavaşlayıp yavaşlamadığını gözlemlemek, arada sırada seslenip dürterek (gerekirse cimcikleyerek) bilincinin gidip gitmediğini kontrol etmek gerekir.
Eğer bütün alkolü kustuğuna eminseniz ilk birkaç saat başında dursanız yeterli. Midesinden sistemine yeni alkol karışmayacağı için gecenin ilerleyin saatlerinde zaten durumu kötüleşemez.
Better to be safe than sorry.
Bir defa düz yatırmamanız lazım, oturur pozisyonda uyutmanız gerekiyor (çekyat/koltuk). Yatarken kusarsa kendini boğabilir. Gece boyunca da birisi izlemeli. Gece eğer dudakları ya da parmak uçları morarırsa ambulans çağırmanız lazım. Nefes alış verişinin yavaşlayıp yavaşlamadığını gözlemlemek, arada sırada seslenip dürterek (gerekirse cimcikleyerek) bilincinin gidip gitmediğini kontrol etmek gerekir.
Eğer bütün alkolü kustuğuna eminseniz ilk birkaç saat başında dursanız yeterli. Midesinden sistemine yeni alkol karışmayacağı için gecenin ilerleyin saatlerinde zaten durumu kötüleşemez.
Better to be safe than sorry.
0
Sirtustu yatmakta direniyor ceviremiyorum adami. Laf da dinlemiyor yok yani. Ben basindayken uykusunda kusarsa filan nasil mudahale etmem lazim onu biliyor musunuz?
0
facebook
Zorlu'da ki gösteriye gidecek olan var mı ?
Zorlu'da ki gösteriye gidecek olan var mı ?
0
Ben gecen sene nisan'da bilet almistim.
Hayatimdaki en erken satin alma islemidir : )
Hayatimdaki en erken satin alma islemidir : )
0
ben bu showu yerinde izledim, türkiyede izlemek bende bıraktığı büyüyü bozar mı, onu merak ediyorum.
orada orijinal kadrosu var, buraya ise turne kadrosu gelecek.
biletler 59 TL ile 275 TL arasında değişiyor
orada orijinal kadrosu var, buraya ise turne kadrosu gelecek.
biletler 59 TL ile 275 TL arasında değişiyor
0
Bu duyuruyu gorunce az once aldim:) Ben buna gidecektim, unutmustum. Tesekkurler:) Yani gidiyorum.
0
dereotu
Şarkıları hep karışık çalıyor :) Nasıl normale döner?
Şarkıları hep karışık çalıyor :) Nasıl normale döner?
0
Ekranında üstündeki i'ye basarak kapatıyorsun. Ekranın altındaki yeşil'in siyah/gri'ye dönmesi lazım.
0
cihazında premium yazdığını görebiliyor musun? bazen sorun olabiliyor.
oradaki tuşu görebileceğini düşünüyorum, seninle aynı dertten muzdarip birisinin şöyle bir başlığı var;
community.spotify.com
oradaki tuşu görebileceğini düşünüyorum, seninle aynı dertten muzdarip birisinin şöyle bir başlığı var;
community.spotify.com
0
trt2deki ressam
ilk kez araba alacak/kullanacak biri için nasıl bir arabadır? teşekkürler
ilk kez araba alacak/kullanacak biri için nasıl bir arabadır?
teşekkürler
teşekkürler
0
İkinci el alacaksan, yüksek KM'de Ford almanı tavsiye etmem.
Bunun dışında kötü araba diyebileceğim bir özelliği yoktur. Sadece yüksek KM'lerde fazla motor arızası çıkartır. Motor bloğunun çatlama yapması gibi komik üretim kaynaklı hatalar sık görülür. Ancak bunlar alacağın sıfır ya da genç araç için endişe duymanı gerektirmez. Şimdi sen böyle konuştum diye korkma.
Garantici olayım dersen onun muadili olarak Toyota - Yaris düşünebilir.
Bunun dışında kötü araba diyebileceğim bir özelliği yoktur. Sadece yüksek KM'lerde fazla motor arızası çıkartır. Motor bloğunun çatlama yapması gibi komik üretim kaynaklı hatalar sık görülür. Ancak bunlar alacağın sıfır ya da genç araç için endişe duymanı gerektirmez. Şimdi sen böyle konuştum diye korkma.
Garantici olayım dersen onun muadili olarak Toyota - Yaris düşünebilir.
0
2.el düşünüyorum evet.yüksek km derken ? ne aralıklardan bahsediyoruz.
sağolun.
sağolun.
0
eski kasalar için konuşuyorum, konforu az. donanımı az. ama sağlam, parçası ucuz, ve yakıtı gayet iyi. 1.4 dizel.
0
2007 1.4 dizel 62000-123000 arası 4 yıl
2014 1.5 dizel 1 aydır kullanıyorum.
Git al.
2014 1.5 dizel 1 aydır kullanıyorum.
Git al.
0
2 yıldır kullanıyorum konforundan, yol tutusundan ve yakıt tüketiminden hiç sıkıntım yok.
2.el alacaksan düşük km almaya bak, motorunu kontrol ettir. Özellikle cok fazla uzun yol yapan fiestaların bi rot balanstan geçmesi gerekiyor yoksa durup durup gaz yemeyebiliyor.
2.el alacaksan düşük km almaya bak, motorunu kontrol ettir. Özellikle cok fazla uzun yol yapan fiestaların bi rot balanstan geçmesi gerekiyor yoksa durup durup gaz yemeyebiliyor.
0
1.0 motorlu 2014 modelini alalı 2 ay oldu, benim de ilk arabam şehir içi trafiğine aktif olarak bununla girdim. Baya iyi bence atik, konforlu ve yakışıklı :D
0
arabadan neler bekliyosun bilmiyorum ama yıllar önce 2007 ford fiesta'mız vardı. eski kasa yani. araba resmen benzin yakmıyor. hatta bir arkadaşımda da vardı bu arabadan arkadaşımın babası heralde arabanın benzin göstergesi bozuk diye sanayiye götürmüştü.
şöyle ikinci el 100.000 km yi geçmeyen birşey bulursan al derim. ama bu arabalar az yaktığı için ticari olarak da çok kullanılıyor dikkat et alırken derim.
şöyle ikinci el 100.000 km yi geçmeyen birşey bulursan al derim. ama bu arabalar az yaktığı için ticari olarak da çok kullanılıyor dikkat et alırken derim.
0
sheeper
bu yaştan sonra (28) elektro gitar öğrenmeye heves ettim, hiç bilmeyen biri için kendi kendime öğrenmek zor gibi, yanlış teknikten bahsedilmiş. bu konuda ne tavsiye edersiniz, kurs için önerebileceğiniz yerler var mı? (ist. avr.)bir de bir kişi özel ders için haftada 1 saatten aylık 200tl dedi bireb
bu yaştan sonra (28) elektro gitar öğrenmeye heves ettim, hiç bilmeyen biri için kendi kendime öğrenmek zor gibi, yanlış teknikten bahsedilmiş. bu konuda ne tavsiye edersiniz, kurs için önerebileceğiniz yerler var mı? (ist. avr.)
bir de bir kişi özel ders için haftada 1 saatten aylık 200tl dedi birebir ders için, uygun mu pahalı mı yorumunuz ne olur?
bir de bir kişi özel ders için haftada 1 saatten aylık 200tl dedi birebir ders için, uygun mu pahalı mı yorumunuz ne olur?
0
öncelikle müziği öğrenmenin yaşla hiç alakası yok, istediğin enstrümanı öğrenebilirsin. hiç bir zaman geç değil, -tabii amacın virtüöz olmak değilse- :) ve ders saatine gelirsem biz 500-600 e veriyoruz dersi. yani gayet uygun bi ücret ama ders verecek kişi ne derece iyi onu ölçüp tartmak lazım.
0
ders fiyatı uygun
öğrenilir yaşla alakası yok
ders için bir de barış benice'ye bak derim
öğrenilir yaşla alakası yok
ders için bir de barış benice'ye bak derim
0
1- Nota bilgisi öğrenmen gerekmiyor.
2- Yaş geç değil.
3- Kendi kendine öğrenmen zor, evet. Yanlış teknik doğru bir endişe. O yanlış teknik ya sana gitarı bıraktırır ya da çözemeyeceğin kötü alışkanlıklar kazandırır.
4- 50-TL/Saat uygun. Piyasadaki en düşük birim ücret. Ancak hocanın iyi olduğundan emin ol. Temellerinde sorun olan bir hoca ile başlama, seni de kendisi gibi özensiz yetiştirmeye kalkar.
2- Yaş geç değil.
3- Kendi kendine öğrenmen zor, evet. Yanlış teknik doğru bir endişe. O yanlış teknik ya sana gitarı bıraktırır ya da çözemeyeceğin kötü alışkanlıklar kazandırır.
4- 50-TL/Saat uygun. Piyasadaki en düşük birim ücret. Ancak hocanın iyi olduğundan emin ol. Temellerinde sorun olan bir hoca ile başlama, seni de kendisi gibi özensiz yetiştirmeye kalkar.
0
yaş 28. ilk elektro gitarımı geçen ay buradan bir arkadaştan aldım. Ben de başladım. Sadece biraz şanslıyım. İş arkadaşım çok iyi çalıyor ve bana da öğretiyor.
200 TL çok pahalı değil. Değer.
200 TL çok pahalı değil. Değer.
0
müzik dersi için para vermeye gerek yok hele o yaştaysanız ve hobi olarak istiyorsanız
youtube da ingilizceniz varsa mükemmel hocalar var, yoksa türklerde var
kesinlikle hocaya para vermeyin daha yeni başlamışken, önce internetin suyunu çıkartın
www.youtube.com
www.youtube.com
guitar pro tab kullanmayı öğrenin
youtube da ingilizceniz varsa mükemmel hocalar var, yoksa türklerde var
kesinlikle hocaya para vermeyin daha yeni başlamışken, önce internetin suyunu çıkartın
www.youtube.com
www.youtube.com
guitar pro tab kullanmayı öğrenin
0
internet derslerine göz atarım ama dediğim gibi bir şeyleri yanlış yaparak öğrenmekten çekiniyorum, solak olmam sıkıntı çıkarır mı emin değilim.
fiyat uygun dediniz, benim de karşılayabileceğim bir miktar, 500-600'ler şimdilik aşar gibi, amacım hobi olarak çalmak, usta olmak gibi bir hayalim yok ya da yeteneğim de olduğunu sanmıyorum :) başka öneriler varsa alabilirim.
fiyat uygun dediniz, benim de karşılayabileceğim bir miktar, 500-600'ler şimdilik aşar gibi, amacım hobi olarak çalmak, usta olmak gibi bir hayalim yok ya da yeteneğim de olduğunu sanmıyorum :) başka öneriler varsa alabilirim.
0
guitarpro'yu hiç denemedim ancak hem online hem de beleş babalar gibi site var:
songsterr.com
songsterr.com
0
"O yastan sonra baslasan da calamazsin" diye efsaneler anlatan olursa cevrende, onlara soyle basip gitsinler bi.
Bal gibi olur.
Fiyat ozel ders icin uygun bence. Bana sorarsan amator olarak youtube videolariyla evde goturursun istersen bu isi kurs falan almadan. Yanlis teknik olayindan da korkmana gerek kalmaz. Istemedigin kadar video var teknikler konusunda.
Bal gibi olur.
Fiyat ozel ders icin uygun bence. Bana sorarsan amator olarak youtube videolariyla evde goturursun istersen bu isi kurs falan almadan. Yanlis teknik olayindan da korkmana gerek kalmaz. Istemedigin kadar video var teknikler konusunda.
0
jjwa
Dün akşam arkadaşım hastaydı ateşi vardı yatıyordu, gece ateşi 39 dereceye çıkıp titemeye başladı biz de acile götürdük. En yakın hastane özeldi ama sağlık sigortası özel hastaneyi karşılamadığı için devlete gittik. Orada da ateşini ölçtüler 37 çıktı(araba soğuktu bence o yüzden düştü biraz ateşi de
Dün akşam arkadaşım hastaydı ateşi vardı yatıyordu, gece ateşi 39 dereceye çıkıp titemeye başladı biz de acile götürdük. En yakın hastane özeldi ama sağlık sigortası özel hastaneyi karşılamadığı için devlete gittik. Orada da ateşini ölçtüler 37 çıktı(araba soğuktu bence o yüzden düştü biraz ateşi deri üstğnden aletle ölçmüşler tık diye) muayne ettiler ateş düşürücü verip, iğne yaptılar reçete yazıp yolladılar, para almadılar. Arabamız olduğu için sıkıntı olmadı ama olmasaydı da özele gitseydik para alırlar mıydı bu koşullar altında?
0
acile giden hastalar hiç hiç bir şekilde ücret alınamaz. eğer talep edilirse il sağlık müdürlüklerine bildiriniz.
0
Özel hastanelerde durum acil değilmiş gibi yapılıp farklı bölümlere yönlendirildiğini duymustum. O durumda da mı ödenmiyor?
0
acil durum halleri diye bir genelde var. sizde 37 çıkan ateş misal acil değil. özele gitseydiniz gayet de para alırlardı.
39 üstü olması gerekiyor sanırım.
39 üstü olması gerekiyor sanırım.
0
yeşil alana yönlendirileceği için muayene ücreti alırlardı. @peace.on'un söylediği yeşil alan için geçerli değil..
0
Devlet hastanesinde sarı alana yönlendirdiler bu arada yeşilde değildik. Heralde daha esnektir bu devlet hastanesinde.
0
"kalp krizi geçiriyorsunuz" demek ücretsiz, "dil altı hapı getirin, kalbi durdu elektro şok aleti getirin." kısmı ücretli.
0
Acillerin girişlerinde kapora tarzında bir muayene ücreti alabiliyorlar. İçeride doktor müdahale ettikten sonra eğer vakanın acil olduğuna kanaat getirirse sana o aldıkları kapora ücretini iade ediyorlar. Bu sayede de acil adı altında gelerek muayene olmaya çalışanların önüne geçmeye çalışıyorlar.
Durumunuz acilse özele gidin yani, korkmaya gerek yok.
Durumunuz acilse özele gidin yani, korkmaya gerek yok.
0
hayattan sikilan adam
Selamlar,Ofis ortamında masa başı işte çalışıyorum.. Kilo almaya çok müsait bir vücudum var.. 2011 yazında 96 kiloyu görünce yediğime dikkat etmeye başlayıp sadece boğazdan keserek 80 kiloya kadar düştüm.. Askerden geldiğimde de 74 kiloydum.. Ancak şu an yine 80 civarlarındayım..Kilom ne artıyor ne
Selamlar,
Ofis ortamında masa başı işte çalışıyorum.. Kilo almaya çok müsait bir vücudum var.. 2011 yazında 96 kiloyu görünce yediğime dikkat etmeye başlayıp sadece boğazdan keserek 80 kiloya kadar düştüm.. Askerden geldiğimde de 74 kiloydum.. Ancak şu an yine 80 civarlarındayım..
Kilom ne artıyor ne azalıyor ama fena halde göbek çıkıyor.. Yediğime falan hala dikkat ediyorum ama göbeğin önüne geçemiyorum.. 3 ay kadar spor salonuna gittim.. Ancak spora başladığımda işe de yeni başlamıştım.. Rahat geliyordu.. İşte bir şeyler öğrenip sorumluluğum arttıkça kafa yorgunluğum da artmaya ve spor işkenceye dönüşmeye başladı..
Şimdi bi diyetisyene gitsem diyorum.. Faydasını görür müyüm sizce? Ben ne kadar yediğime dikkat etsem de belki de sağlıksız besleniyorumdur.. Diyetisyen bu noktada faydalı olabilir mi dersiniz?
Ofis ortamında masa başı işte çalışıyorum.. Kilo almaya çok müsait bir vücudum var.. 2011 yazında 96 kiloyu görünce yediğime dikkat etmeye başlayıp sadece boğazdan keserek 80 kiloya kadar düştüm.. Askerden geldiğimde de 74 kiloydum.. Ancak şu an yine 80 civarlarındayım..
Kilom ne artıyor ne azalıyor ama fena halde göbek çıkıyor.. Yediğime falan hala dikkat ediyorum ama göbeğin önüne geçemiyorum.. 3 ay kadar spor salonuna gittim.. Ancak spora başladığımda işe de yeni başlamıştım.. Rahat geliyordu.. İşte bir şeyler öğrenip sorumluluğum arttıkça kafa yorgunluğum da artmaya ve spor işkenceye dönüşmeye başladı..
Şimdi bi diyetisyene gitsem diyorum.. Faydasını görür müyüm sizce? Ben ne kadar yediğime dikkat etsem de belki de sağlıksız besleniyorumdur.. Diyetisyen bu noktada faydalı olabilir mi dersiniz?
0
Diyetisyeni geçin. Spora yüklenin, daha hardcore antrenman yapın. İşteki kafa doluluğuna da iyi gelir, sizi zihinsel olarak rahatlatır ancak bunun olması için antrenmanların şiddetinin artması lazım. Kız gibi antrenman yaparsan olmaz.
Beslenme için de karbonhidratı kes, et/tavuk/balık miktarlarını arttır, ayrıca haftada 1-2 gün çıkıp dışarıda koş. Yapamam deme, bahane bulma.
Beslenme için de karbonhidratı kes, et/tavuk/balık miktarlarını arttır, ayrıca haftada 1-2 gün çıkıp dışarıda koş. Yapamam deme, bahane bulma.
0
Doğal köy tavuğu değilse asla tavuk yeme.
Kilo vermene rağmen göbek büyüyorsa egzersiz lazım. Hızlı tempoda yürü, arada bir süre koş sonra tekrar yürü. Açık hava daha güzel. Plank gibi vücut ağırlığınla yapacagin hareketlere bak, onları da evde yaparsın.
Kilo vermene rağmen göbek büyüyorsa egzersiz lazım. Hızlı tempoda yürü, arada bir süre koş sonra tekrar yürü. Açık hava daha güzel. Plank gibi vücut ağırlığınla yapacagin hareketlere bak, onları da evde yaparsın.
0
Dizİ göğsüne cekebilirsin göbek eritmek için diz çek işte tempolu sağ Sol yap
bunu wing tzun hocam söyledi
bunu wing tzun hocam söyledi
0
diyetisyene gitmek göbeğine çağre olmaz. sağlıklı beslenirsin+ kilo verirsin bu sayede. şöyle örnek veriyim benim diyetisyenim danışanlarına söylediği şeyleri kendi de uygulayan biriydi. evet ideal kilosundaydı ama göbeği olduğu gibi son derece şekilsiz bir vücüda sahipti.
bunun çözümü spor. spor salonu seni sıkıyorsa evde yapılan p90, p90x insanity gibi programları araştırabilirsin.
bunun çözümü spor. spor salonu seni sıkıyorsa evde yapılan p90, p90x insanity gibi programları araştırabilirsin.
0
exael
Merhabalar,Italya vizesine sahibim, 3 aylık geçerlilik süresi ve 1 ay kalış ile. Öğrenmek istediğim şey, 3 ay dolmadan hakkım olan 1 ay kalışı kullanırsam tekrar başvurabiliyor muyum vizeye? Konsolosluğun sitesine baktım, idata ya baktım da benim bu soruma dair bişey bulamadım. Bilen bir de link v
Merhabalar,
Italya vizesine sahibim, 3 aylık geçerlilik süresi ve 1 ay kalış ile. Öğrenmek istediğim şey, 3 ay dolmadan hakkım olan 1 ay kalışı kullanırsam tekrar başvurabiliyor muyum vizeye? Konsolosluğun sitesine baktım, idata ya baktım da benim bu soruma dair bişey bulamadım. Bilen bir de link verebilirse çok mutlu olurum :))
Teşekkürler şimdiden :)
Italya vizesine sahibim, 3 aylık geçerlilik süresi ve 1 ay kalış ile. Öğrenmek istediğim şey, 3 ay dolmadan hakkım olan 1 ay kalışı kullanırsam tekrar başvurabiliyor muyum vizeye? Konsolosluğun sitesine baktım, idata ya baktım da benim bu soruma dair bişey bulamadım. Bilen bir de link verebilirse çok mutlu olurum :))
Teşekkürler şimdiden :)
0
selam
Bu sıralar bir kaç komedi film izledim oyuncuların çoğu yahudi idi ve filmin içinde bolca yahudilikle dalga geçen veya komik duruma düşüren yer vardı, merak ediyorum niye böyle yapıyorlar diye, bilen varsa bi açıklasın yaw merak ediyorum, misalen interview filmindede vardı bir sahne öyle. niye ki?
Bu sıralar bir kaç komedi film izledim oyuncuların çoğu yahudi idi ve filmin içinde bolca yahudilikle dalga geçen veya komik duruma düşüren yer vardı, merak ediyorum niye böyle yapıyorlar diye, bilen varsa bi açıklasın yaw merak ediyorum, misalen interview filmindede vardı bir sahne öyle. niye ki?
0
yapabiliyolar cunku o yuzden.
yahudilerle dalga gectiklerinde alinmiyor kimse. ortada komik bir durum varsa bununla eglenmekten cekinmiyorlar.
ne guzel degil mi?
yahudilerle dalga gectiklerinde alinmiyor kimse. ortada komik bir durum varsa bununla eglenmekten cekinmiyorlar.
ne guzel degil mi?
0
woody allen mı izledin? onun filmlerinde sürekli göndermeler oluyor.
yani allen yahudi olmasına rağmen yahudilerle dalga geçiyor bazen.
yani allen yahudi olmasına rağmen yahudilerle dalga geçiyor bazen.
0
yok, woody allen pek sevemediğim bi türlü, benim dediklerim daha dandik filmler genellikle :)
0
Steven Spielberg çekerse adı (bkz: Munich) olur. Biz çekersek antisemitik derler :)
0
Seth Rogen Yahudi. James Franco ile kankalar malum, hep taşak geçiyor Yahudi olmasıyla.
0
Her yahudiyi hayvan gibi dindar sanmazsan sorunun cevabini bulursun. Hollywood yahudilerinin dinle sinagogla ne isleri olabilir. Adam kendine ateist diyo belki de medya basin vs ise adami yahudi olarak tanimlamaya devam ediyor.
0
jewish humor diye birsey var. üzerine kitaplar, akademik araştırmalar, makaleler yaziliyor.
0
Hollywood'u her ne kadar dünya sineması olarak düşünsen de onlar önce ABD sineması. Yankee'ler de Yahudiler ile dalga geçmekten ve şaka yapmaktan zevk alırlar (eski zamanlarda bu şakalar gerçekti). İşte bu yankee geleneğinin bir sonucu.
0
izlediğin dizilerin filmlerin çoğu yahudilerin elinden çıkıyor medya patronları hollywood hep yahudi... ha o dediğin şakaları neden yapıyorlar dersen propagandanın bir parçası olabilir. atilla taş örneğini düşün mesela. malum dünyada antisemitizm yahudilere karşı nefret çok yaygın bunu bir şekilde kırmaya çalışıyor olabilirler bu şekilde alaya alıp.
youtu.be
youtu.be
0
pardonan
çare lütfen?edit: bol su içtim ve uzandım, daha iyiyim şuan. çok teşekkürler. panik yapınca daha kötü oluyor insan.
çare lütfen?
edit: bol su içtim ve uzandım, daha iyiyim şuan. çok teşekkürler. panik yapınca daha kötü oluyor insan.
edit: bol su içtim ve uzandım, daha iyiyim şuan. çok teşekkürler. panik yapınca daha kötü oluyor insan.
0
www.livestrong.com
1- 5-10 dakika süre içinde 1 litre su içiyorsun.
2- Yüksek C vitaminli meyvelerden 3 porsiyon yiyorsun (portakal e.g.)
3- Sessiz sakin bir yerde uzanıp 1 saat dinleniyorsun.
1- 5-10 dakika süre içinde 1 litre su içiyorsun.
2- Yüksek C vitaminli meyvelerden 3 porsiyon yiyorsun (portakal e.g.)
3- Sessiz sakin bir yerde uzanıp 1 saat dinleniyorsun.
0
ilik su ic, öyle buz gibi cesme suyu degil, hafif ilik su ic. önceden izledigin sevdigin bir komedi filmini 5-10 dakika izle.
0
Kendi kendini rahatlat, güzel şeyler düşün. Uzan, yavaş yavaş nefes al ver. Hatta ağzını ve burnunu kapatarak nefes vermeye çalış bir iki kez.
0
gözlerini kapa, yavaş yavaş sanki bir çiçeği koklar gibi burnundan nefes al
sonra da mumu üfler gibi yavaşça nefes ver..
Bunu bir 5 dakka yap.
sonra da mumu üfler gibi yavaşça nefes ver..
Bunu bir 5 dakka yap.
0
